İyi geceler
Geceni benimle paylaşamadığın her gece için,
İyi geceler dileğinde bulunamadığım her gece için
İyi geceler
Şu ana dek ne kadar iyi geceler demek istediysem o kadar
İyi geceler, binlerce gece için iyi geceler.
Bitti peri masalları, göremedik sarayları.
Benden alacağı bir helallik kaldı.
Gözlerime bakıp bana verdiği zararı görmeliydi.
Bu kitabın önsözünü kim kitabın sonuna yerleştirdi?
Masallar bitti, ama kitap yarım kaldı.
Aynı kitapta şiirler ve masallar bir aradaydı.
Sen gittikten sonra aşk ölüm oldu, ölüm ise aşk.
Her kaçma girişimimde taş kalbine takılıp sana düştüm yine.
Vazgeçmekten vazgeçip, aldatmayı aldatıp içime kazıdım seni.
Hayat uykusundan öpücükle aşka uyandırmak için sevgimizi.
Sevgimin her metrekaresinde senle bir hayal doğdu.
Ama hiçbir hayalim bir sen daha doğuramadı.
Ben bir günde iki güneş birden görüyorum.
Ama gözlerimi en çok kamaştıran güneş sensin.
Bırak yıldızları seyretmeyi, onlar seni seyretsin.
Ben olurum o nur yüzün için çiçekleri bile inciten.
Saçtığın ışıkları bile toplarım, büyülerken beni o inci ten.
Sana bakmayı çok sever aynalar.
İnsanlık bu işte, o kadar kör ki tırnak için feda etti sağlam bedeni.
Yerin altında aradılar, oysa maden gökyüzündeydi.
Bütün bir ilgimiz, alakamız ve özentimiz zerrenin zerreye olan hayranlığıydı.
Ölüm bir kavuşma, mezarlarımız ise yuvamızın giriş kapılarıydı.
Allah insanları yarattı, insanlar da kendine tanrılar yarattı.
Yorganı tekmelemek gibiydi inancımız, soğukta yorgan gördük duayı.
Ayrılıkla aşkı karıştırdın, acı oldu.
Yaşardı gözlerim bak yine sen dolu.
Bıraktım kendimi kendi haline.
Kaçmak çare olsa ecelden korku niye?
Seninle bir ömrü tükettim sensiz bir şekilde.
Ölümün olduğu bir dünyada ışığı toplamak niye?
Size bir şiir daha
Yazan deha.
Size sayılar dolusu dize, gelin dize, girin ize,
Hak verin bize, inanın gize
Bu dünya gerçek dünyanın finaline giden bir vize.
Fındık rolü yüklemeyin cevize.
Bir anda sevdik, bir anda ayrıldık, bir anda yaralandık.
Fakat yaralarımızı bir anda saramadık.
Şimdi asıl manada olgunlaştık.
Beklemediğimiz bir şey değildi önümüze gelenler.
İftar olmadan çok önce kurulmuştu yemek sofrası önümüze.
Ama hiç aynı şey değildi yemeği beklemek ile yemek yeme.
Yaş ilerledi ve ben ölümü içimde yaşıyorum biçare.
Hayat da beni yaşıyor, geri aldı ne verdiyse.
Yokladı, sınadı gençliğimi; hapse attı bedenimi.
Bedenim eskisi gibi değil, sanki etmiş ölüm yemini
Yaş ilerledikçe önümdeki tüm yollar yolcu olmakta.
Bugün bir gündüzü gece yapmayı başardım, ya sonra…
Orta Doğu mavi kelebeğin doğduğu nehir.
Kendi coğrafyasında bir garip misafir.
Kendi lokmasını izinle ağzına götüren bir millet.
Orta Doğu basit bir eşya, Birleşmiş Milletler zilyet.
Nükleeri olan ülkeler taş atan insanlardan korkarlar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!