Gittin…
Ama sesin kaldı duvarlarda,
Her sabah yankılanan bir anı gibi.
Bazen bir fısıltı oluyor,
Bazen uykumdan uyandıran bir çığlık.
sesin rüzgar gibi esiyor
gecenin tam ortasında
pencereme çarpıyor harflerin
ben her gece biraz daha dağılıyorum
unutmadım…
Bir denizim ben,
Kendine bile yabancı…
Dalgalarım yorgun,
Kıyılarım terk edilmiş.
İçimde çürümüş ne varsa,
Kimse yokken daha çok ağlanır,
Gece, duvara yaslanır karanlık gibi.
Bir bardak su bile şahit olur bazen,
İnsanın içi, dışından daha kırılgan olur.
Telefon çalmaz artık,
Bu dünya üzerime yıkıldığında
Tek bir yere kaçabildim: sana
Sesin, en derin çöküşümde
Bir dua gibi doldu içime
Kimse bilmedi ne fırtınalar atlattım
Şimdi gitmem gerekiyor…
Kelimeler tükenmeden, gözlerin dolmadan önce.
Sessizce çekilmeliyim hayatından,
Bir veda bile kırabilir seni — ya da beni.
Kalmak isterdim,
Sana seni sevdiğimi söylemedim hiç
Söylesem… bozulur gibi geldi büyü
Biliyordum, sen bilince bitecek
Ve ben o eksikliğe razı değildim çünkü
Bir bakışınla yetindim çoğu zaman
Sana dair ne varsa,
Hepsi içimde birikti…
Sözcükler dudaklarıma gelmeden
Korkulara yenildi.
Her adımda sen vardın aslında,
Bir gün adını anmadan geçmedi,
Kalbim, seninle başlamayan sabaha uyanamadı.
Herkes gününü yaşarken,
Ben hep seni sustuğum yerde bıraktım.
Gözlerinin uzağında kaldım hep,
Sana hiçbir şey söylemedim…
Çünkü bilirdim,
Söylesem de bir şey değişmeyecekti.
Sevgim sessizdi,
Ama gürültüsü içimi paramparça etti.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!