Kaç zamandır kabuk bağlamıştım
Hiçbir sevda acıtmıyordu artık
Ta ki adını duydum bir an
Ve içimde bütün yaralar açıldı fark ettirmeden
Bir damla gözyaşı gibi akıyorsun içime
Birlikteydik belki,
Ama sen yoktun.
Yanımdaydın ama uzaktaydın,
Kalbimdeydin ama hissizdin.
En kötüsü neydi biliyor musun?
Sen yokken…
Zaman yavaşlamıyor,
Durmuyor da.
Sadece,
Acıyı sindire sindire geçiriyor üstümden.
Her saniye,
Sen gittin…
Ve saatler yavaşladı önce,
Dakikalar durdu, saniyeler sustu.
Zaman artık akmıyor bende,
Sadece ağır ağır çürüyor içimde.
Bir gün seni anlatmaya kalkarsam
en çok sustuklarımdan bahsedeceğim.
Çünkü sen yokken
en çok susmak öğrendi beni.
Konuşsam da eksik,
yazsam da yarım kaldı her hece.
senyorita,
zamanın eşiğinde duruyoruz
gölgem, senin omzuna değmeden
akşamın altın rengi çatlaklarına süzülüyor
rüzgâr, kelimelerimizi tanımadan
başka vadilere taşıyor
sana bakmamı isteme
gözlerin, bakışlarımı bozar
ben uzak durdukça
sen tamam olursun
adını fısıldamamı bekleme
Bugün yine konuşmadım kimseyle,
Konuşacak bir "kimse" yoktu zaten.
Duvarlara anlattım içimi,
Cevap gelmedi —
Yalnızlık bile susmuştu bu gece.
Konuşmadığın her gün biraz daha eksiliyorum,
Bir sesinle tamamlanacak gibiyim Pınar…
Bir kelimen, bir “nasılsın” bile
Öyle derin geliyor ki hayalimde.
Biliyor musun,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!