Zehirden ağudan beter sözlerin
Katlime ferman oldu gözlerin
Gün gelir dünyadan giderim
Vicdanınla baş başa kal kara gözlüm
Yine sever yine sevilirsin
Karanlıkta kalmışım anne,
şimdi dökülüyor üstüme bütün şehirlerin sessizliği.
Gözlerimden süzülen karanlık, gözlerin gibi değil,
daha soğuk, daha katı, daha… yok gibi.
Dostum var diye gezinme
Gider düşman olur yola karışır
Sevdaya düşüp hiç yanma
Yakar ateş olur köze karışır
Gelip geçer elbet acı günler
Bir çocuk ağlar şimdi Gazze sokaklarında
Hanzala ağlar mescidi Aksadada
Bir taş yerden kalkar umut olur avuçlarında
Gökyüzü kanar sabahlara
Bir şiir yazmak için otururum masaya,
Bütün kelimeler ürkek, saklanmış köşe bucak.
Kalem titrer, kağıt bekler,
Göğsümde yankılanan o büyük boşlukla.
Bir kelime düşer yere taş olur dağılır
Kelimeler susar suskunluğuyla çağırır seni
Yokuş bir cümlenin ortasında
Ellerin cebinde gözlerin bulutlarda
Dedim neyin var ağlarsın
Derdime çare gardaş beklerim
Dedim el uzatan yokmu
Dedi sesim kesik kaldı
Yetiş imdada ey ehli iman
Beni ne zaman unuttun,
hangi sabah,
hangi yokuşta bıraktın ellerimi?
Oysa ne kadar güvenliydi gülüşlerin,
Bir akşamüstü, İstanbul’un göğsüne yaslanmışım,
Gözlerimde yorgunluğun gri bulutları,
Kalbimde sevdanın eskiyen türküsü,
Bir yanım hüzünle sarılmış, bir yanım umutla dolu.
Yürüdüğüm sokaklar tanıdık,
Dudaklarımda eksik bir dua,
Gecenin en derin yarasında,
Saatler suskun, zaman kör,
Bir sokak lambası gibi titriyor içim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!