hayatın rengidir susmaya susamak
diye başladı,
siyah beyaz insanların öğretisi.
sudan türese de
suyun yokluğunu çağrıştıran,
susamak.
hayatın sana ezberlettiği
tüm çağrışımları
öğrendiklerinden ayırdığın zaman,
ne kalıyor içinin karanlığından sana?
kendi çığlığına sağır olan derviş,
büklüm büklüm büküldü,
esneklik payı yoktu
patlak veren ırmakların.
sesimi duyamadan
eskittiğim bir zamandı,
aldım hata payımı
tütün.
burnumda.
ey gençlik.
ve
gençlikle gelen
o güzellik.
boğazıma dizilmiş
kılçıklı korkuların ucunda,
yaşamak denen bir zindan var.
ve köksüz bir çağa mahkumiyet.
virane bir tekne
vakit kalabalık bir bahar
camlardan akan yazlar, dualar.
durup düşündüm güzelliğin inceliğini.
anlamadım nasıl bitti
o güzel akşamlar, dostluklar.
kör zeminlerde,
üzerinde çocukluk korkuları,
demirden paspaslar.
kaldırdım attım.
tozu güz olsun diye.
ayaklarımız biraz üşüsün.
karanlığa çarpar çocuklar,
bütün evcil inatları saplarken
kendi göğsüne.
kaybolur,
kimin onu arayacağını görmek uğruna.
ellerim, yerinde durmayan
kimsenin aramayıp
hiçkimsenin bulamadığı.
ancak yine de
bulunmadığına şaşırılan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!