“Yemek değil tatlıdır.
Onun yeri farklıdır.”
Garplı değil şarklıdır.
Hakkı daim saklıdır.
Bakma Hak’tan başka yere.
İstemezse kim ne vere.
Ondan dile binler kere.
Veren O’dur, alan O’dur.
Eşya perde, sıyır ve at.
Ey kesmeye bıçak aranan.
Ey boğmaya eller uzanan.
Ey zâlimden kaçıp saklanan.
Bayram sana uğradı mı ki?
Ey sabaha dertle uyanan.
Bana derdin söyleme,
Dermân bende değildir.
Benden hüküm bekleme,
Fermân bende değildir.
Hak'tan gayrı dilenme,
Efendim,
Ben geldim,
Kapına geldim,
Bir müflisin acısı var yüzümde.
Günah çukuruna battı bedenim.
Sadâkati hançerledim sözümde.
Benim hikâyem Bursa’da başlar.
Kaderin dizdiği gizli taşlar.
Âtî resmini çizen nakkaşlar.
Bir rüyâ için dökülen yaşlar.
Benim hikâyem Bursa’da başlar.
Köprüler vardır ki çağrımı duyan.
Köprüler vardır ki ağrımı soran.
Köprüler vardır ki bağrımı yakan.
Derdimi kâğıda yazdıran köprü.
Dicle ağlar on gözünden köprünün.
Bana yokta var olan,
Hak katında yâr olan,
Yana yana nâr olan,
Bir âşık beri gelsin.
Hele bakın bu anıran hâre.
Hiç yorulmaz, odun taşır hâre.
Biz gülüz ve o da dalda hâre.
İsmi de söylenir bilâhare.
Aralık 2016
Bir defter daha kapandı, gönül hânemden.
Hâtıralar bile silindi, hayâl sahnemden.
Bir zamanlar havadan dahi kapılan nemden,
Sitem yağmurundan bile dost ıslanmaz oldu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!