Yakûb gibi kan damlasa gözümüz,
Eyyûb gibi dert kaplasa özümüz,
Meryem gibi hiç kalmasa sözümüz,
Yeis yok, iman doludur gönlümüz.
Dönmek yok, ümit yoludur önümüz.
Günler muharrem oldu, gönüllerde vurgun. Gülistâna hazân düştü, bülbüller yorgun.
Her gün kaç masumu dişler, nice aç kuzgun.
Ya Râb! Bu Kerbela’da su aratma bize.
Budandı dalları fidanın, gönül kanar.
Meyveler heder oldu, kurdu kuşu konar.
Yine Adana'dayım ben, başladığım yerde.
Yine aynı dekor, sessizce açıldı perde.
Mevsim bu kez bahar, Taşköprü'ye de komşuyum. Yine sırtımda yük, yaralı göçmen kuşuyum.
Akdeniz kadar yorgun, Seyhan kadar durgunum. Yine hüzün dolu, yeşil dağlara vurgunum.
Duydum ki yâr gönlüne, yine âh u efgân düşmüş.
O gülün bülbülüne, yine zâr u figân düşmüş.
Bu yıl derd ile dolmuş, yine cevr u cefâ düşmüş.
Bir berg-i hazân olmuş, yine yurd u menfâ düşmüş.
Çekilip Nur-u Hidayet, yine hicran mı olacak?
Yine matem, yine zâri, yine figan mı olacak?
Hasan Feyzi Yüreğil
Ana yavrudan alınıp, yine zindân mı olacak?
Tohum atmış isen yarına,
Umut katmış isen çağrına,
Gülüp geçmiş isen ağrına,
Yürü, yoluna selâm olsun.
Dedim: Dünya öyle daraldı ki sanki kabir,
Bütün kapılar kapanır oldu bize bir bir,
Şimdi şu sürgüleri biri eylesin tâbir.
Dedi: Tedris-i zindandır bu, atana bakma.
Fenâ alıp bekâyı satan nâdan!
Sana dahi kurulan bir pazar var.
Hani, hain ne zaman olmuş handan?
Unutma, ateşten bir azar var.
Bir devr-i cevirde zindana vardı yolumuz.
Sebep; çanağa değil, Hakka kalkan kolumuz.
Hükmü veren hâkim değildir, kader-i âdil.
Gayret nâfile, takdiri edemezsin tâdil.
Sanma zindanda yatan, uykuyu bulur gecelerde.
Zaman mazlumu yutan, bir kuyu olur gecelerde.
Ne gören var ne duyan, kimseler yoktur gecelerde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!