Ey benim yaralarından nakışlar işli kalbim;
Kimsesizliğim, kendi kendine müebbet hapsolmuş kadersizim...
Dokunsan ağlarmış gibi hisli, dokunmasan kendi mürekkebine, kendine dertli...
Ağlayan cümlelerin mürekkebinden midir? acep
Okurken yüreklere dokunan O dokunaklı kelimeler, virgülü olmasaydı kalamazdı ayakta belki.
Belki de tırnak içindeki sözcükler, uçurum kenarına takılı kaldığı için iki yanından tutturulmuş.
Ne tuhaf değil mi?
Nefesini hissetmediğin
Gözlerinin içinde kaybolmadığın
Hiçbir şey paylaşmadığın
Bir insanın beyninin en ucra
Köşesine yerleşmesi...
Meğer ne çok sevmişim seni
Bana seni soruyorlar
O gitti diyemiyorum
Esmer bir uğultu kulağım da
Çaresiz , yorgun, bitkin
O gitti diyemiyorum
Aşk havuzunu kuran
Onu gözyaşları ile dolduran
Şehri harap edecek içimdeki zindan
Zulme maruz kalmış
Sevgiye, Barışa ve Güvene hasret olan
Ruhumda kalıcı , derin izler bırakan
Gözlerime mühürlenmiş
Bakışın ömrüme amade
Gülüşünde saklı ömrüm şahane
Demlenir Aşkım gülüşün bahane
Aşkın perde perde düşmüş gönlüme
Çöllere düşmüşüm Aşkından kime ne?
Her bakışın , her gülüşün ,
Her öfkenin Anlamı vardı.
Hasretimin ,masumiyetin, her çiçeğin ,
Her doğan güneşin, biten günün anlamı vardı.
Yokluğunun , kaybolmanın
Herkes gibi olana şiir yazılmaz
Şiir birine yazılmaz o yüzden herkesindir...
Ama biri mutlaka şiir yazdırır.
Sebebi olurlar, Sahibi asla
Hasretin en sızılı halinde
Yollardı beni sana getiren
Zamansızdı gelişin, amansızdı gidişin
Cevabın yok demek?
Hasret sancısına
Rüzgarın esintisi sana gelişim
Her yağmur damlasının
Tek tek düşüşü sana gelişim
Sana gelişim
Her kar tanesinin
Birbirine değmeden dans edişi
Dalgalanıyor kalbim
Dağılıyor kelimelerim
Deniz ve kum misali
Savruluyor heveslerim
Dilim yorgun, kulaklarım tıkalı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!