Bir gün gelir, soru sorup dururlar
Sana sormaz, bir karara varırlar
Alır seni, bir kenarda vururlar
İhanete bir ad, konulmaz ise
Milletine, ateş açan olursun
El koyulmadan, evine barkına
Takılma, düzenbazların çarkına
Gözün aç artık, var bunun farkına
Bil ki arkasında, hükümet vardır
İçten dıştan gelen, bütün taşların
Geceler uzun, gelmez sabahı
Uzaktan geçti, dostun kervanı
Felek vermiyor, bana âmânı
Dert dert üstüne, acımı acı
Durmuş köşede, garibim ağlar
Kirpiğinin üstünde, sürmeli kaş
Sel olup akıyor, gözündeki yaş
Şu garip halime, acı arkadaş
Kanayan yaramı, deşme ne olur
Bu yalan dünyada, bahtı karayım
Seninle birlik de sözümüz vardı
Elimden tutacak, yine o yardı
Kalbimde açtığı yarayı sardı
Acı çekmek niye, severim seni
Bendeki bu derdi, satamıyorum
Seni sevecek, bir kalbim vardı
O yürüyüşün, aklımı aldı
Dertleri Mevla, hep bana verdi
Bir resmin kaldı, acı hatıra
Yanımda ol, sensiz ben neyleyim
Dertlerle doluyum, çıkmaz içimde
Tek siyah kalmadı, beyaz saçımda
Dünyadan giderken, ahret göçünde
Köprüleri yaktım, gidemem artık
Kanasın bu kalbim, yarayla dolsun
Okudum mektubu, aktı gözümde yaşlar
Aslı Kerem misali, yaşandıysa aşklar
Derdimin biri bitmeden, diğeri başlar
Mutluluklar senin, acılar benim olsun
Felek bana vurdukça, ben acı çekerim
Yine bu dertlerim, azdı bu gece
Söylediğin şarkı, dilimde hece
Çekilmez yaşantı, oldu bilmece
Kalbinde acıyla, kal mı diyorsun
Adını andıkça, gözlerim doldu
Der ki hükümet, kaderin bu senin
Kararmış vücutlar, simsiyah tenin
Toprak altındasın, görünür elin
Ağlama Soma, milletin seninle




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!