Gözümde tüter, dağı taşı toprağı
Kurusa da dökülmez, bağın yaprağı
Sis sarmıştır başını, dumanlı dağı
Üzgün üzgün bakarım, köyümüz hani
Kurumuşta açmıyor, bağın gülleri
Zehrettiler bana, ekmeği aşı
Baharım gelmiyor, göremem kışı
Durmadan akıyor, gözümün yaşı
Ateşi sönmemiş, köze dönerim
Hayat böyle gider, düzelmez gayrı
Nerde beleş varsa, başına konarsın
Pervane gibi, her tarafa dönersin
Dolu olarak, yer yüzüne inersin
Yağdığın o yerleri, sele döndürdün
Yetim hakkı yersin, ne geçer eline
Hadi gel dediğimde, gelmesende
Bakma öyle bana, bu kalbim sende
Suç sende değil ki, bendedir bende
Aşkından kavrulup, kül oldum şimdi
Niye küstün bana, dillerin susmuş
Bu yüce vatana, gönül veren değilsin
Cumhuriyet nerde, şeriata meyilsin
İstiyorsun ki, ağaç yaş iken eğilsin
Kurtuluş elimizdedir, bunu bilesin
Din ile aldatarak çalmaya başlarlar
Sabahları kalkıp, gürleyip esme
Hırsına kapılıp gözümden düşme
Yaşamak var iken, kendine küsme
Küsme hayatına yaşamana bak
Dolun aya benzer, o yarin yüzü
Yıllardır hasretim, canımı sıktım
Doğruyu söylerim, yalandan bıktım
Üstüme geldiler, çizgiden çıktım
Muhabbet ederken, dost bana küstü
Memleket uğruna, canımı verdim
Saçları kızıl renkli, kendisi güzel
Etrafa bakıp durur, gözüyle süzer
Kendisi Selvi boylu, her şeyi özel
Güneş gibi parlıyor, kutup yıldızı
Karşıdan bakıyorum, ay gibi yüzü
Kimisi haram yer, kaybeder yolu
Geriyi düşünmez, Allah’ın kulu
Göründü geliyor, her kolu dolu
Bir gün gelir çıkar, mazlumun ahı
Çalıp çırpar, işler gider yolunda
Böyle insan olamaz, bu nasıl mahlûkat
Din iman nedir bilmez, karıştı tarikat
Aldatılan millettir, bu değil hakikat
Mazlumun feryadı, zalime şarkı olur
Yandaş kayrılırken, hepsi ciğer paresi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!