Ey aşk bilmez misin ki ben hasretliğin ataşındayım
Bilmez misin ki özlemler limanında geminin peşindeyim
Yelkenim forasız küreğim teknesiz gitmiyor sandalım imgesiz
Deryadil temsilim tez gel düşler denizinde batmak üzereyim
Selamdan sonra, ilahî bir müzik başlıyor önce. Ney’in sesini usulca dinliyorsun, gözlerin kapalı. Beynin, yavaş yavaş ilahî nağmalerden süzülen ezgilere alışıyor. Sihirli melodilerle ayakların yerden kesilirken, insanın ruhuna işleyen o giz, aşkın ta kendisi diyorsun. Ney’den çıkan her melodi, bir yalvarış bir imge gibi ve her yalvarışta yeryüzüne ait tüm kötülüklerin arınmasını istiyorsun. İlahî senfoni, tüm giziyle semaya ulaşıp geri dönüyor. Sana çağırış sunuyor ve nağmeler eşliğinde insanın insana saygısı ve sevgisini görüyorsun. Mevleviler, dönmeye başlıyor, onlar döndükçe sen merak ediyorsun?
Her dönüşlerinde selamlaşmalar gözlerle başlıyor, adeta biri birilerini aynada görüyorlar ve, sen bensin, ben senim, ben, hem kimseye ait olmadıgım gibi, hem sana aitim der gibi. İnsanın tenine ve ruhuna işleyen Ney’in nağmesine insan sesleri eşlik ediyor. Dervişler, dönme sırasında kendilerinden geçiyorlar, kendinden geçtiğin gibi. Sihirli nağmeler seni de gökyüzüne ulaştırıyor dünyayı ordan izliyorsun
.
Mevleviler, beyaz pelerinleri içerisinde, rüzgârın esişine kapılan pervane gibiler. Sıcacık poyrazları gizemli nağmelere kapıldıkça, ulaştıkları emel kollarında, sıkı sıkı kucaklıyorlar ve sanki aşka doyamamış gibi yeniden ısmarlıyorlar bedenlerini.
Ey aşk sar beni, bedenim sana muhtaç der gibi yeniden kucaklaşıyorlar. İlahî huşuyla, Ney’den süzülen her nağme, insan oğlunun sınırsız yürek topraklarından avuç avuç serpiştiriyor, insan sevgisine, insan yüreğinin meramını yansıtıyor.
Ten ve tin ve mantık titreşimler içerisinde erimeğe mahkûm kalıyor. Ulaştığın aşk, yetersiz geliyor o an, yeniden yeniden, duymak istiyorsun o, seni rahatlatan, çözemediğin gizemli nağmeleri. Sen doyamazken bu muhteşemliğe,
İlahî dönüş tamamlanıyor, Siyah pelerinlerini usulca öperek üzerlerine aldıktan sonra, aşk badesinin sarhoşluğuyla dini ayetlerin eşliğinde, sanki bedenleri herşeyden arınmış ve temizlenmiş gibi, sev ey insan oğlu sev, yalnızca sev, neyi paylaşamıyorsun der gibi, yine biribirlerine olan sevgi ve değerin imgesini yansıtarak sahneden ayrılıyorlar.
Sahi neyi paylaşamıyoruz?
08/05/2007
Sevgili Özbek
Sevgili ÖzbekKayıt Tarihi : 10.5.2007 00:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TEŞŞEKKÜRLER, TEŞŞEKKÜRLER **ADYS** MEVLANA VE AŞK ADLI PROGRAMI HAZIRLAYIP SUNAN Strasbourg’ta ki interkültürel Türk derneğimizin adı.BAŞARILARIN DAİM OLSUN ADYS.

selam ve dua ile..
Fakat, yer yer tutarsızlıklar, anlam bütünlüğünü bozan dizeler var. İlk dörtlüğü ele alırsak...
limanda gemi peşinde iken, birden yelken forasız, küreğim teknesiz gitmiyor ifadeleri, tutarsız gibi...
küreğim teknesiz ibaresi zorlama olmuş...
ilham periniz eksilmesin
Ali AKÇA
Bir an o alemde dönenlerin arasında oldum sanki.
Hele bu ülkenden dışarda isen daha bir faza sarıp sarmalar izleyeni, bir de o ruh haline girdiysen zaten semaha durmuşsundur bir başka coşkuyla.
Kalemine sağlık demek düşüyor bize .Nice güzelliklere dileklerimle .
Durustluk, dogruluk ve sicakcik bir yurekle daha nice paylasimlara. Tebrikler.
TÜM YORUMLAR (9)