Takılan ben oldum çelişki tuzaklarına
Sıkıntın bastığında içimi
Ağlamaya zorladım gözlerimi
Dökülen ben oldum sonunda
Yanaklarıma yaş diye
Derin derin sustuk ikimiz de
Duvarlar bozmadı bu sessiz akşamı
Halatlar çözülünce içimizde
Yüklendi yürekler her bir gamı
Ayrılık akrebin kıskacında
Özlemekten ağlamak geliyor gözlerime
Gözlerim yolları arıyor
Yollar beni hiçbir yere götürmüyor
Yılanlar uyuyor düş yatağımda
Uykular kan uykular zehir
Burası aşkın nihayeti
Durduğumuz bu yer
Bu sokak arası
Hızla akıyor ayrılık saati
Gittikçe kanıyor akrebin yarası
Pendik sahilinde ayak izleri
Kan kaybettiği belli adımlardan
Soğuk bakışlardan
Zorla uzaklaştığı
Aydınlık günde saklanamadığı
Korkusundan dönüp bakamadığı
Önce fareler terk etti gemiyi
Sonra bizi hiç anlamayanlar
Yolumuzu bilmeyenler gitti ardından
Çok yaralar aldık
Bakınma etrafına kaptan
İkimiz kaldık
Sen gözlerimde pırıltı,
Yüreğimde coşkun bir nehirsin.
İçimde gittikçe büyüyen
Koca bir şehirsin.
Ben aşkının şairi,
Sen, bildiğim
Yollardayım, akşama yakın.
Her yol kendine götürüyor
Sonu aynıymış meğer yolların
Kalbim hep uzaklara yürüyor.
Akşam saçlarını verdi bana
Yoksun.............
Bekledim,
Kaç gün geçti gelmedin
Yoksun
Bekliyorum
Kalakalıp şehrin ortasında
Sevdiğim ayrılığa emanet
Toplanıp gittin gün sonunda
Yüreğim yalnızlığa emanet
Trenin saatini bile söylemeden
Dostlar...
Bu Sütçü'nün sütü temiz.İyi maya tutmuş,.tebrikler....