İstediğin yerin sözde yerlileri olsun ya da onun dışındakiler dışında olsun
Bu kimseyi değil, bir tek seni ilgilendirir
Çünkü sen kendinden ve yerinden ya da yerlerinden eminsindir
Fakat onlardan şüphe edebilirsin ya da onlar senden,ya da büsbütün kendilerinden...
Neden,
Hep üçüncü kişi düzeltirdi onları-
Sonra kişi kendini?
Ve karışırdı ortalıkta bırakılan her şey.
Şimdi bilirim bu neden...
Eğer her şey okunduğu gibi olsa, ya da olduğu gibi okunsa,saf korkuların anlamı olmazdı;korkularımız ihtiyaçlarımıza yönelir
Ve ihtiyaçlarımız ihtimalleri evine konuk eder-
Konukların çoğu sıkılır,gitmek için bazen izin ister ,bazen de istemez.
Ve bazen de iyi ki buradayım der,bazen de iyi ki buradayız.
Meral Meri/Eski Yel Değirmeninden Notlar /Çok Yönlü Pusula
Konuşmadan varlıklarını gösterenler yok mudur, sevgisel davranışlarıyla...
İşte onlar koruyucu birer pelerin gibidirler...
İç birikimlerinizi çalmazlar-çırpmazlar
Ve soyup soğana çevirmezler kişiyi...
Aksine çoğaltırlar.
İyi bir şey öğrenince de bunu yaparlar;
Kaldığında bazen mi oluyorsun?
Gitmeye karar verdiğinde ve gittiğinde kalmak mı, oluyorsun?
Nedir durum?
Üç kuruş ekmeğin aşkına karşılık, pişirilmen mi?
Yutkunmak büyük bir meseledir değil mi?
Fakat ne yazık ki,dediğin de tükenmişsindir de
Sonrası olmayan bir yolculuğun yekpare canından da geçtim...
Bir biçimsizliğe terk ediliş vebasını da içtim.
Eşi olmayan sırların içine girebilmek ise ne mümkün bir işti!
Ben,bunları da seçtim.
Ama artık orada değildim,
Şimdi ise ben kimdim?
Bir ay olsam bölünür de gizlerdim senden büsbütün kendimi
Böyle huysuz bir çocuk gibi mızmızlanmazdım karşında; illaki şeker diye
Sonra biliyor musun? Her sabah işe-okula gider gibi uyanıp
Senin bir sözünü beklemezdim:"Bugün acaba ne oldu? Hangi duygu,hangi mevsim oldu? "
demezdim deneseydim eğer "Bunu bir daha yapma,uyu mışıl mışıl demeyi!
İçimden içene bir yolculuk edesim geliyor sanki bunu her an yapmıyormuşum gibi,hisleri unutup.
Devasa acılarla yaşamayı kast etmiyorum belki
ama kalbimizin acılarını izlemeyi onu takip etmeyi
ve bizi götürdüğü her yeri iyice tanıyor sahipleniyoruz
belki sevgili değiliz kanatlarıyla,ama bizleri özgürleştirip kendine aşık ettiği kesin
çünkü fotoğraflarımız göğe bakabildiği gibi,derin yerlere de bakabiliyor...
...
Böyle de oluyormuş, bu esmer ömürlerin derdi; oradasınız ama ölmeden ölenler gibi.
Bir nehirin canına taş atınca "canım yandı" demez ya,öyle işte.
Bir ağaç,bakmak ona,gün saymak ufuklara değin sessizce nida ederekten-öperekten eteklerini...
Ve bir gün mutlaka dercesine,"canım yandı" demez ya,öyle işte; ölmeden ölenler gibi!
04.05.16.İstanbul
İnsanlar zaman zaman aptallıklar yapabilir, buna üzülmem...
Ama ısrarla yapılan aptallıklar için onlara üzülürüm!
O ayrılan zamanı,o emeği ve gelecek için biriktirilecek olan o güzellikleri, hem kendileri hem de çevrelerini etkileyeceklerini
hiç umursamadan yaşama devam edecekleri için açıkçası çok üzülürüm!
Birileri çıkıp "Size yol göstericileriz bizler diyecekleri için," hatta pişkince "Bizi ciddiye almayınız, ama alın isteriz." de diyecekleri için...
Ve birileri de sahneye çıkıp size saygı duymadığı zaman, buna da gene pişkince "Asıl bilgi bu,sizinkisi cahilliktir." dedikleri zaman; sizin sessizliğinize karşı ben gene üzülürüm!




-
Mısırlı Bir Öğrenciyim
Tüm Yorumlarkahırede buyumek hakkınde sorularım var ıznınızden