Açmamış tomurcuğu
kopardılar dalından...
Sesini duymadılar,
gözyaşın görmediler...
Kopan bir o muydu ki,
ayrılan yaprağından? ! ...
Sessiz uğrakların
ayak izi numarası kadar büyümüş
yokluk otları...
Aralarında
dikeni batan
Sayın bayım
gönül g/özüm
gönlünüzü d/okudu...
Gece oldum...
Hece oldum...
Nice oldum...
Kim derdi ki bir gün bir hastane odasındayım! ...
Aynada göz göze geldiğimiz kim?
Kim bu saçları beyaz, suratı buruşuk,
avurtları çökmüş, gıdısı sarkmış,
göz kapakları gözlerine inmiş adam?
Kim bu aynaya gelene kadar soluğunu sayan?
Yeni uyanmış gülücükleri topladım senin için,
günaydınımmm...
Rüyalarının son sözlerini boyadım sabaha durmuş düşlerine
Mahmurluğu taze bir sevda şarkısı ile yıkadım yüzünü
'Küs tablosu' na dökülür
yongaları
elvedasız tutuşturulmuş
sevda külleri...
Düşer
Ha avazının,
yüzünden düşen bin parçaya
hapsolduğu kadar susmuşsun,
ha ağzımın payına biçtiğin
kalaysız kozların cıngarları arasında
mekik dokumuşsun...
Sesinde tattığım heyecandır, yarına umutla baktıran
Bir anlık heyecande binlerce anıyı yaşarcasına...
Sesinde bulduğum huzurdur, benliğine bunca bağlayan
Geçmişte yaşadığım güzelliklerin sensizliğine ağlarcasına...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!