Zerdali çiri idim sofralarda
Hekimhan’dan Akçadağ’a
Darende’den Pötürge’ye kadar
Düğün yemeklerinde tatlı idim pilav yanında
Ne pestil yaparlardı satmak için
KAZAKİSTAN
Bilgelik yüklü şeşendik sözlerle
Günahları dağdan ağır olsa da
Talep edenlere inci, cevher saçan
Gönül coğrafyamızın özgün sesi
KIRGIZ GÜZELİ
Ey Asya bakışlı Kırgız Güzeli
Ana diline ırak
Bir dille avutulurken sen
Ergenekon çağından beri
Ben bir çakıl taşıydım dere ağzında
Binlerce yılı görmüş geçirmiş
Sel sularında yıkanmış yüzü
Yazın güneş
Kışın kar altında
Eriyip akmış
ÇANAKKALE'DE
En çok
Gelincik çiçekleri açar Çanakkale'de
Derelerin kanlı suyunda sulanıp
Derin bir sükut kaplayınca siperleri
Eşim Mediha’ya
Sevdalım
Bir yanın Afrodit’ten sonra gelen
En güzel tanrıça Hera sanki
Hamile kadınlara güç veren
Kutsal evliliğin temel direği
Atalar kültü özelinde
Derman için
Bin yıl önce
Çay yaprağı çiğneyen Orta Asya halkından
Umudunu çaya bağlayan
Rizeli'ye
İlkbahar başında ısınırken doğa
Havaya düşen cemreyi gören
Toprak Ana’nın kızının yüreği sızlar
Aşkın ateşi düşer kalbine
Yukarıdan
Su mavisi gözlerin bakışına
Ben ceviz ağacıyım
Bir asırı geriye devirmiş
Tenha bir köşesinde yamacın
Günah sayarlardı eskiden beni dikmeyi
Beli kadar olunca kalınlığım
Kaba yelin yüzünü ilk gören
Badem çiçeğidir
Doğa aydınlanır beyazından
Sevdalanır yeryüzü
Birden bire patlayan
Domurlardan



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!