Bir tatlı esinti
Alıp götürdü beni uzak diyarlara
Seni düşündüm
İki damla yaş süzüldü gözlerimden
Ben seni düşünürken böyle
Gözlerim nemli
Aykırı sevdalar yaşardı ömrüm
Her mevsim ya da her baharda
Doruk noktasındayken hayatın
Boşalıp bir anda
Kimi zaman
Gözlerimden yaşlar akardı delicesine
Nusaybin aşktır
Mozaiktir çağlara hitap eden
Bambaşkeyken sıcağı yazları
Kar birbaşka güzelleştirir Gırnavas Höyüğünü kış ortasında
Nusaybin sevdadır
Aşıp gelen çok uzaklardan kervanlarla...
Neydi aşk, sahte yüzlere kanmak mıydı...
Yoksa bakınca helalinin yüzüne, görmek miydi gerçek sevgiliyi...
Kadın deyince, anne deyince,
Değer verilen kadına bu eski topraklarda...
Nerede kınayanlar,
Kadının adı yok diye
Nusaybin’de akşam oluyor
Yüreğimde ayrılığın buruk acısı
Kızıllaşan ufuktan gölgeler yansır yüzüme
Nusaybin’de akşam oluyor
Yükselirken ezan sesleri Zeynelabidin’den
Yıkılmış her tarafı şehrimin
Viraneler sarmış dört bir yanını
Her yanından darbeler almış düşlerim
Mahzun akmakta Çağ-Çağ deresi
Uzaktan ağlamaklı gözler bakmakta sokaklarına
Mahalleler yerle bir
Birgün etrafına baktığında
Yoksa yanında kimseler
Anla ki düşmüşsündür yalnızlığın pençesine
Kurtulmak için çabalama
Dur biran,düşün sessizce
Suya kanamak gibi
Sana hasretlik
Çöl sıcaklarında sana doyarken kana kana
Yüzünün serinliğiyle serinlerlerdi
Seni takip eden bulut gibi
Sana dilbeste olmuş gönüller vardı etrafında
Karanlıklar çökse de umudunu yitirme sakın
Silmelisin
Gözlerinden yaşları
Yüreğinden hüznü,kederi
Bir ırmak nasıl akıyorsa
Hayat anlamsız gelse de bazen
Yaşamak gerek anlamsızca
Bir kuş cıvıltısına hasret kalsa da kulaklarım
Bahar varsayıyor her mevsimi gözlerim
Karamsarlık bana göre değil sevgili
Git çok uzaklara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!