Martı gagasında çırpınan balık olmak canhıraş
Atılan simit parçalarına meze olmak hayatın fren tutmayan yokuşunda
El sallamak giden gençliğine geçen vapurlardan
Köhne balıkçı teknelerinin hüznünü barındırmak yüreğinin en kuytusunda
Hışımla çarpan dalgaların her vuruşunda bir yanını bırakmak derinlere...
Hayatın ince çizgilerinde kaybolmak kimi kez
Her yerde var onlar
Takıp maskelerini yüzlerine en tebessümlü haliyle
Güleç insan vasfında, arkası karanlık
Herkese mavi boncuk,
Herkese tatlı dil yılanlığı
Bende gülerdim eskiden
Yoktu üzüntüm kederim
Karşılaşmak varmış seninle kaderde
Nerden düştü o sokağa yolum,neden?
Bir yağmur günü tanışmıştım seninle
Devirdiler ağaçları bir bir
Emir gelmiş
Yol yapacaklarmış
Testere motor sesleri yeri göğü inletmekte
Gövdesinden düşüveriyor çam ağaçları
Yere kapaklanmış hissettim kendimi
Nasıl anlatmalıyım bilmiyorum
Gözlerini
Gerçi sana anlatacağım ama
Olsun
Seninde bilmediklerin vardır elbet
Gözlerin hakkında
Mêrdîn...
Di dilê min de avazek bu
Helbesta mina herî direj
Deşta zer li ber lingê min
Di herikî diçû heta Qamişloka rengîn
Nisêbîn dilê xwe digirt ji ber evîna min…
Bir sevdadır Mezopotamya
Bakmak tepesinden Mardin'in
Uçsuz bucaksız yeşilliğini seyredalmak
Kendini kaybetmek bir rüzgar serinliğinde...
Kendimizi kaybederiz bir şiir dizesinde
Bir şarkı nakaratında
Ve yalnızlık kor gibi yakarken içimizi
Sövemeyiz hiçbir şeye
Kendimize de kıyamayız
Hayat tatlı
Buğulu camların arkasında sisli bir ışık
Hisler muamma
Duygular yalan
Sen de yalan oldun artık
Bu dünya yalan
Bugün yine sen düştün aklıma
Sensiz birbaşımayım buralarda
Senden haber alamama korkusu
İçimde bir sancı oluyor nedense
Çaresiz kalmak bu olmalı herhalde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!