Ah! Bugün de yine akşam olur,
Düşer tel tel umutlarım önüme,
Aydınlık yavaşça içimde kurur.
Âmâ değildim ben sevdalara,
Hem güzel de severdim.
Ne bir bakış lazımdı bana,
Aynı mahpusun mahkûmuyduk biz
Beraber atardık voltaları
Beraber yerdik kodeste copları
Uyurdunuz karanlıklarda siz
Büyürüz sandınız uyudukça
Bir meşale bu yanan
Karşıda karanlığı bürünen bulutlar,
Tüm inceliğiyle gelen ayrılık.
Bir yoksul duası gibi sıcak anılar,
Uyandığında kalan tek şey yalnızlık.
Giden gemiler, giden yolcular,
Ne büyür kalır bir tutam acı toprağımda,
Ne vurgun yer hayallerim yoklukta.
Bin basamaklı bir merdiveni çıkmaksa aramak,
Ben bin birincisindeyim, -boşlukta.
Lime lime ayrılınca kaderim,
Kadim bir yarayı dost bırakan anılarım,
Gölgeliklere sinmiş bu amansızlık.
Geçiyor zaman beyhude yörüngesinde, beklerim,
Beklerim vakte ulaşmadan uçanları, yaşım çaresizlik.
Benle birlikte büyür çoğu şey,
Vücuduna saplansa da üç demir parçası
Dilinden eksik olmadı Allah nidaları
Yürüdüğü yolun farkında, inancı tamdı
Kanayan yarasını sildi de geçti
Savrulan kar tipisi gibi hırçındı
Kaç kere yenip şu cesaretimi, aynı yolda yürüsem,
Bilirim, bir yerinde yine bulacak beni hüzünler.
Bitirememek ayıp değil yürüdüğün yolu,
Ama her şeye de denmez kader.
Gitmek, bitirmekle eşdeğer değil her şeyi,
Nasıl kızayım ki sana?
Her insan kendince haklıdır zaten,
Bunun için seni suçlayamam.
Hem yanılanını da görmedim daha.
Bazı razı olmak gerek,
Sana rağmen olan onlarcasına.
Zamanla yerinde bırakıyorum bazı şeyleri,
Eksilttiğimi yerine koyamamaktan bir hayli korkuyorum.
Bu başını alıp giden muzip sessizlik,
Ah! bu sonuna kadeh dolusu yaş sığan name.
Yitip gidiyor insan, bir çare çürüyor,
Anlatamadığı onlarca şey arasında.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!