Biraz sonra sever misin beni?
Çok fazla değil, biraz sonra.
Neye ihtiyacım var bilmiyorum,
Sanki seversen biraz sonra,
Unutacakmışım gibi tüm acılarımı.
Üşüyor gibiyim yalnızken hem,
An geliyor,
Ölüm tüm cazipliğiyle soyunuyor önümde.
Uzun bakışlar atıyor gözüme.
O okyanusların derin mavilikleri
Uçurumların erişilmezliği,
Bir anda doluyor burun deliklerime.
Bu öyle bildiğin sıradan bir kırılma değil çocuk.
Hani vardır ya bir bardak içinde bir kalem,
Ve kırılmıştır hani orta yerinden.
Anlamlandıramıyorsun yaşarken ilk başta,
Seviyorsun, kırılıveriyor orta yerinden kalbin.
Aşkta, kalbin kırılması oluyor birazda.
Şöyle uzaktan izlesem seni;
Bir panayır yerinde,
tahta bacaklı adamı izlemek misali;
heyecanlı.
Ağzından alev çıkaran alev adam misali;
korkulu gözlerle.
Yere göğe sığdıramadığım seni,
Tutmuş kalbime sığdırırım sanmışım.
Meğer ben:
Ne büyük bir aptalmışım.
Yoksun işte,
Saat üç oluyor yoksun, beşte oluyor yoksun,
Açık tut pencereni, bahar girsin içeri bırak
Çıkmaz yollarda solmasın çiçeklerim.
Sen beklediğim kim bilir kaçıncı durak,
Sen, kadın; uğruna ne Çarşambalar geçirdiğim.
Bulutsuz yağmur, güneşsiz çöl olmazmış,
Bana sen lazımdın her aradığımda.
Aynaya baktığımda ki korkular değil.
Nasıl aradım seni dünya çalkantılarında,
Nasıl kaybederim ha deyince kokunu.
Curcunası bol bir düğün evinde,
Taziyeleri kabul eden o yetim yanında
Ben, seninle yaşarım her gün,
Bin bilinmezin, tek bilineni ol istiyorum.
Düğmelerimi ilikliyorum her aklıma geldiğinde,
Tebessümlü bir ciddiyet kuşanıyorum.
Sana dair ne geçiyorsa zihnimden,
Kıyısındaysak okyanusun, el ele
Haki ceketli, o uzun saçlı çocuk,
Bitirdiğinde yürüdüğü yolu,
Biten bir ömür mü olur,
Yoksa çözülememiş bir soru mu?
Boynumuza bir kolye olurken,
Tanrıyı arıyor her gece bir bekçi,
Yatmadan önce sağa sola bakarak.
İnce eleyip sık dokuyordu hayallerini,
Biliyordu tanrı vardı ve bir gün mutlak gelecek.
Tüm umduklarını bir bir tekrar ediyordu,
Küçük küçük notları vardı kağıtlarda.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!