Dedim bura nere, A. Be. De. nere
Aramızda varken koskoca KÜRE
Bak sana YÂHÛD’ un geldiği yere
Girdikleri delik GAR dedi, gitti
Dedim ki; zûlûm’le yapılan göçün
Cenneti a’lâ'dan başlar derdimiz
Düşmanına mağlûp olan, ferdimiz
Âdem’ın ağzında buğday virdimiz
Sâhip olduk sanmayın bedavâdan
Lânetullah elindeki gardımız
Kanı sütü bozuk, olanın, soyu
Canı çıkmayınca çıkmaz huy gönül
Dost dediğin senin, arkandan kuyu
Kazdığını bilmiyorsan duy gönül
Çok sütren var haddin bildirmemeğe
Hak Teâlâ sevip halkettiğinden
Esrârını Mevcûdatta gizlemiş
Bin yıl: inip, çıkıp, düz gittiğinden
Mükâfâtı sırat üzre gizlemiş
Sonsuzdur kudreti her şeye yeter
Kul hakkını yutana
Gök girsin kızıl çıksın
Çalışmayıp yatana
Gök girsin kızıl çıksın
Devlete yan bakana
Tutmak için çabalım
Yalçın kaya, sarptı gönül
Dört ayakla dabaladım
Dalga olup çarptı gönül
Türlü dertler sıralandı,
Rahmetin gazını verir yaratan
Cennette Âdemi kandıran, gönül
Secde etmeyerek asık suratan
Dünya ağacına konduran, gönül
Sözün muhatabı kuldur insandır
Necip asil seçilmiştir müslüman ümmetler
Hırıldasın kitabı bol kitabsız milletler
Bu yahudi piyonu ipsiz sapsız zilletler
ingilizin ajanı bu tezatsız illetler
Eğer dinleyeceksen sabır ile azizât
Gördüğüm bir ülkeyi anlatacağım kat kat
Kimisi bakar kördür kimisi koşar sakat
Kimisi Ağuıstosta şimşekleri çakıtır
Boynuzlu, deyyusların toplandığı yer mehenk
Selâm saldım yeller ile seherde
Sâadet sümbülü derdin mi Gönül?
Biliyorsun Selâm şifa her derde
Aldın da karşılık verdin mi Gönül?
Sel gidince lığı kalır değil mi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!