Gecelerimiz hariç, hepimizi izleyen bir ‘’paralel’’ var. Bunu hiç kimse inkar etmeye kalkmasın. Gündüzleri uyku sersemliğimizde paralel güçlü, akşam yorgunluğunda ve mahmurluğunda paralel gene güçlü… Güneşin güçlü olduğu saatlerde, paralel düşer ayaklar altına…
İşte böyle oluyor, teorileşince güneşin dili… Bıkıp usanmadan takip ediyor bizi…
Yalancı değil büyük şef… Ancak paralel de tam paralel değil, Bazen kaynaşır, bazen kesişir, bazen ayrışır… Ama her zaman bir noktada birleşir… Kısa adı paraleldir…
Paralel artık paralel de değil, bir günah keçisidir… PKK’nın bir zamanlar üstüne atılanların, MİT veya devlet tarafından yapıldığı itiraflarından sonra, şiddetle ihtiyaç duyulan bir günah keçisidir paralel…
Günahsız olduğu için değil, günahları ortaklarınca bilindiği içindir… Zaten kendisiyle paralel olduğu dilin içeriğinde bellidir.
Ama bu bile yeterli değildir büyük şef için, kendi günahlarından daha büyük günahlar gereklidir.
..Sevgili büyüğüm yaşınıza, birikiminize bir diyeceğim zaten olamaz ancak sizde elma şekeriyle kandırabileceğiniz insanlar olmadığının da farkında olun..
Ne anlama geliyor bu sizinde hrant dink olmanız... mantıklı bir açıklamanız var ise okumaya hazırım... ya da sadece şuursuz bir sürü psikolojisi ve popülist saçma bir yaklaşım mı var... he açıklama yapmak zorunda tabiki değilsiniz ya da benim amacım demogoji falan da yapmak değil ancak saçma sapan fikirlere tok insanlar da var ülkemizde..
sadece ermeni bir vatandaş öldürüldü, art bir niyet aranıyorsa ŞEHİT olan binlerce MEHMETÇİK in şehadetinin sebeplerinde aransın... sen de hrant dink isen onun kaleme aldığı satırlarında arkasındasın, o zaman hrant dink hakkında düşündüklerimi de senin hakkında düşünüyorum, ister umrunda olsun ister olmasın, marifet hrant dink olmak değil, KİŞİLİK sahibi olmak...
Burjuvazi öyle yapıyor ki işini
İşi hızla bitiriyor
Tahrik edici değil hareketleri…
‘Tık! ’ Beyne sıkıyor mermiyi
Cennete geçiveriyor rahmetli
Boşluğa kim bakar
Sıfır hiçliğin simgesi
Önce sıfırları attılar
Aşıktı hiçliğe kimi
Karışıktı kafalar…
Bütün teoriler pratikten doğuyor
Bugün Tekel işçileri tarih yazıyor
Çözülemeyen şu türban sorununu
Tekel işçileri nasıl da çözüyor…
Türbanlı türbansız hepsi bir arada
Sahte oyunculara meydan okuyor.
Tarifi edilmeyen şeylerin,
bilinmeyenlerin aşığıydım,
Özgürlüktü, en büyük idealim,
bir türlü elde edemedim.
Evlendim, denize girercesine,
Hiçbir padişah…
Veliahtını tayin etmez son ana kadar,
Bilirki ölüsü bulunur tayinden sonraki ilk sabah.
hiçbir ata,
Mirasını devretmez ölmeden
Gül ki güller açılsın
Pembe yanaklarında
Her an ben olayım
gülen dudaklarında.
Sen sarı bir topraksın
En sevdikleri yemi seçer
Balık tutmayı bilen beyler
Yaşamın amacı haz duymak olduğuna göre,
Bu dünyayı cehenneme çevirirler…
Umutsuz da yaşanmaz ki…
‘Umudunu kaybeden ölmüş demektir’
Gece ile gündüzü bölen horozum,
Yüzyıllarca, insanları uyandırdın.
Güzel sesin, tüylerin, kuyruğunla,
‘’Bekçi Murtaza’’ yı kıskandırdın.
senden erken davrandılar onlar da
Sevdiğimiz bir abimiz kendisi. Bir grupta yayınladığı şiiriyle tanıdım kendisini. Mizahı kullanır şiirlerinde, bununla birlikte duygusal şiirleri de yok değildir. Popüler şiirleri de var, güzel tabi. Ayriyeten grup da kurdu sağolsun, ne de olsa mizah seviyoruz.