Mehmet Erdoğan 3 Şiirleri - Şair Mehmet ...

Mehmet Erdoğan 3




İkra ve uktub,*
Bir, iki kutub.

Devamını Oku
Mehmet Erdoğan 3



Devler insanlarla yaşar. Cüceler kaçar. Hele eğitim disiplini olan uhrevi yankılı ve akisli manevi dersliklerde uzun süre bulunan, orada pişen, olgunlaşan kişi bir fırında pişen ekmek, güneşin kızgın sıcağında eren meyve gibidir. Bunu göze alamayanlar, hayta hayta dolaşırlar orada burada Bu gün türkücü olurlar, yarın şarkıcı. Daimi bir ocak ateşi görmediklerinden ham bir ömür süreler ve ötelere de öyle giderler. Evet kardeşin kardeşe verdiği zarar ve fayda hepsi de bu közde, bu alevde pişip olgunlaşmak vesilesidir. Her gülün dikeni vardır. Her diken de gülün süngülü askerdir. Bazen onun yaprağına değse de süngünün ucu, onu yaralasa da berelese de bu böyledir. İstisnalar kaideyi bozmaz. Aynı manevi batının gerçek, has, maya tutmuş çocukları asla birbirinin düşmanı olmaz. Düşük olanlar başka. Onlar da istisnadır. Kaideyi bozmayan istisna vesselam.

Devamını Oku
Mehmet Erdoğan 3



Azı dişim azı dişim, sık iyice ipi salma,
Habl ül metindir bak bu ip, kopar isen perişansın.
Sakın bir an ey yüreğim sen de ah gaflete dalma,
Düşer isen o zirveden, kalmaz artık tek bir şansın.

Devamını Oku
Mehmet Erdoğan 3



Sana koşmak her şeye koşmak gibidir ya Rab,
Senden kaçmak her şeyden kaçmak ey yüce Mevlam.
Bu ne rahmettir böyle senin iklimin engin,
Onun ılıklığında ne hüzün kalır ne gam!

Devamını Oku
Mehmet Erdoğan 3



Biz akrepiz sokmak iş ve gücümüz,
Zehir akıtmaktır her bir bedene.
Geceyi severiz, sevmeyiz gündüz,
Ömür geçer bir kovukta kaç sene.

Devamını Oku
Mehmet Erdoğan 3



Bakışlarındaki ışıltıdan anlarsın onu.
Sanki gözbebeğinde bir kandil vardır. Daima görürsün bu ışığı. İçindeki aydınlığın bir yansımasıdır bu. Hani her odası aydınlık ışıl ışıl bir evin penceresinden baksanız, ortada ışık sunan büyük avizeyi ya da lambayı görürsünüz. İşte böyledir onun ruhun penceresi gözleri. İçerdeki aydınlığı, hatta nur ve ışık bayramını sezdirir, sızdırır.
Peki sadece gözleri mi sinyal verir onun bu iç aydınlığından. Elbette değil. Yüzündeki nur da belli eder bu ışık şehrayinini. Kaşlar gözler, alın, yanaklar, çene, dil ve dudak öyle bir profil çizer ki bir ışık paletinden fırçasıyla nur alıp bir tuvale süren, nakşeden ve şekillendiren bir büyük ressam var hissi uyandırır kişide.
Pırıl pırıl bir çehredir onun vechi ... Tebessüm etmese de gülümser. Gülmese de şirin bir şekilde etrafa ışığın senfonisini, aydınlığın melodisini sunar.

Devamını Oku
Mehmet Erdoğan 3



Sabahın ilk ışıkları camlara vurmaya başladı.. Bazıları ağaçlarda, yerdeki çiçeklerden çiğ damlalarına öpücükler kondurup geçtiler Bazıları çatılara konmuş sabah kuşlarının gözlerine bir iki aksedip bir başka çatıya yansıdı...
Güneş doğuyor işte.. Benim gözlerime, senin gözlerine, bir başkasının ellerine, kiminin kasketine doğuyor..
Evet farklı doğuyor dedim ya güneş.. Tepelerde ki karlara bir başka ulaşıyor, vadilerdeki sulara daha bir başka el atıyor..
Bir ara baktım. Güneş benimle konuşur gibiydi. Hayır hayır olamaz, dedim.. Bir daha baktım ona.. Evet evet bana bir şeyler söylüyordu..

Devamını Oku
Mehmet Erdoğan 3



Neyleyim dünyanın bağ-bostanını,
Benim gönlümdeki bostan-ı cinân.
Mal mülk, servet sarsa her tarafını,
Benim gönlümdeki bostan-ı cinân.

Devamını Oku
Mehmet Erdoğan 3



Sanki bir yüreği hatırlatırsın,
Kan ağlayan bir yüreği ey gölüm.
O kanlı günlerden bir kaç satırsın,
Pembe bir şafaktır şehide ölüm.

Devamını Oku
Mehmet Erdoğan 3




*Canım sıkılıyor;
Biri var zaman ve mekan mengenesinde
Beni törpülüyor!

Devamını Oku