Ey gazi vatan!
Sevilmeseydin uğruna bu kadar kan akar mıydı?
Analar kurbanlık kuzulara kına yakar mıydı?
Batar mıydı uğruna bunca güneş?
Kınalı kuzular koynunda yatar mıydı?
Ey gönül! Bir gün yâr gelmese,
Sorarsın bana"niye gelmedi"diye.
Bu işlerle uğraşmaya vaktim mi var benim?
Neden bana soruyorsun inceden inceye.
Ey gönül! Mekanım diye yârin gözünde gezersin,
Sana bunca şey söyledim
Anlamadın sözümden.
Bundan böyle ben değil,
Gözüm konuşacak.
Bari anla gözümden.
Bulutlu aşklar gördüm ömrümün aynasında,
Hatıraları vardır gönlümün penceresinde.
Bir gül bırakmış sevgili bize;
İri,kırmızı bir gül...
Aydınlığı yüzüme takıyorum;
Gülü bir vazoya bırakıyorum,
Bazen o bana kızdı
Ben ona kızdım;
Fakat ona ne nefret duydum ne de kin…
Onun için şiirler yazdım.
Kimse yanlış anlamasın,
Yazdığım bütün aşk şiirleri,
Kanaat tacını geçirirsen başa
Bereket yağar dağa taşa
Açgözlülük edersen, aç kalırsın
Seni ne sultan doyurabilir ne de paşa.
Bir kış günü katıldın ailemize
Ayın on dördü gibi doğdun üstümüze
Sevinçler,mutluluklar getirdin bize
Hoş geldin,doğum günün kutlu olsun
Kar yağken şehirlere, köylere,dağlara…
Halka halkı anlatarak söyle,
İçine sevgini katarak söyle.
Sen halka kendini değil,
Halka kendisini anlatmak gerek.
Halka halkı anlatmak için,
Ben bu dünyaya garip gelmiş yalnız bir kuşum
Bilmem hangi yılın hangi ayında uçuşum.
Ey sevgili!
Akdeniz bölünüp ikiye,
Olmuş sana bir çift mavi göz.
Toros dağları üstünde kaş.
Öylesine özenmiş ki nakkaş
Yok üstüne söylenecek söz…



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!