Yok öyle her şeyi bilirim demek
Biraz mütevazi olsan ne olur
Var olmak, yaşamak güzel diyerek
Bir defaya mahsus gülsen ne olur!
Bilsen ki, insanda evladır niyet
Her dostum sırtımda bir iz bıraktı
Ama hiçbirine düşman değilim
Hepsi kezzap döktü içimi yaktı
Beddua etmedim pişman değilim
Seni sevmek bana en büyük onur
Can deyip ruhuma eklerim seni
Gökyüzünde belki bir güneş olur
Kıyamete kadar beklerim seni
Gecenin buğusu yokluğa iter
Bir yudum sevgi diye dikenlere
Sarıldığın zaman beni hatırla
Aşk dedikçe yüzünü dökenlere
Darıldığın zaman beni hatırla
Kalemi alınca gönül katibi
Kaderin cilvesi düştük buraya
Bilmeyenler buna tatil diyorlar
Damgalanmak için girdik sıraya
Burada adıma katil diyorlar
Ne zor günleri yıl diye saymak
Tahir ve Emine’nin izdivacıyla
Sekiz yüz yetmiş üçte doğan kul benim
Şereflenirken ismim “Ersoy” tacıyla
Onurunu kökünden alan dal benim
Tahir Bey ki hem hocamdı hem de babam
Kimse senin kadar bana etmedi
Senin ateşinle yandı kaç gönül
Umudumu rehin aldın yetmedi
Sözüm sana bırak yakamı eylül
Ne zaman aklıma düşse sevgilim
Ozanım dilim yok, sazım konuşur
Susayım, o zaman teller anlatsın
Sesimi duyan gönül ile tanışır
Sevgiyi aşk tadan diller anlatsın
Anlatmasın şair gülü, goncayı
Elinde durmasın sakın mendilin
Eldeki mendil hep ayrılık kokar
Hüzün şarkısı söylemesin dilin
Vedalar avutmaz, hep yürek yakar
Ömür boyu kalsan benimle keşke
Bahar gelecekse kıştan bellidir
Fal açıp bakmaya ne gerek var ki
Cahil olanlar da dıştan bellidir
Kalıba sokmaya ne gerek var ki
Pusula bozulmuş bilmez rotayı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!