Sen nasıl insansın, anlayamadım
Ne güldüğün belli ne gülmediğin
Bana uzaklığın yalnız on adım
Ne geldiğin belli ne gelmediğin
Dostluk ne ki ipe sarar durursun
Yardıma muhtaç olduğum anda
Vefa pazarında sattı dostlarım
Gözlerim umudu ararken onda
İnayet ufkunda battı dostlarım
Düşerse eğer bir kez insanoğlu
Çattın kaşlarını gönlünden sürdün
Böyle çok sevdiğim için suçluyum
Kendini alırken bir hüner verdin
Ben şairliğimi sana borçluyum
Aşk içimde mesken tuttu her yeri
Bir sancı düğümlendi nefesime
Gözüme bir siyah perde gerildi
Bir sis çöktü sanki can kafesime
Ruhum ortadan ikiye yarıldı
Kırk yıllık adımı değiştirdiler
Sokaklar tenhadır gittin gideli
Güneşin gülmesi anlamsız şimdi
Kolay sanma zordur aşkın bedeli
Baharın gelmesi anlamsız şimdi
Islak gözlerden belli aşkın sonu
Aç pencereni bak köşe başına
Kör lambanın altında duran benim...
Heyhat! bakmadan gözünün yaşına
Sensizliği alnından vuran benim....
Çevirdin bir anda benden yüzünü
Çaresiz el açıp Allah’a döndüm.
Razıydım çekmeye her dem nazını
Fecre hasret kalmış sabaha döndüm
Gerek aradım seni Kaf Dağında
Gözle görülür elle tutulurum
Acizliğine çare bulurum
Cepten cebe gezmekten yorulurum
Bu insanların aklına şaşarım.
Dumanın bir hoş sohbete ortaksın
Zor olan senden ayrılmaksa eğer
Böyle zorluğun adı hasret olsun
Senin için çile çekmeye değer
Unutursam seni, bana lanet olsun
Gidiyorum heybemde bin bir umut
Bir pembe duman kapladı önümü
Ah! Canımı yakanı göremedim
Siyah bir bakış vurdu sol yanımı
O kurşunu sıkanı göremedim
Yürek köle olunca sevgiliye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!