Bütün ihtişamın ve heybetinle
Göründün bir ekim sabahı bize
Güneşi kıskandıran asaletinle
Günaydın diyerek başladın söze
Önce Tanzimat'ı duyduk sözlerinden
Bırakın artık şu yalan sözleri
Sırma saçlıyım diyen kelden usandık
İnkara kalkmayın gören gözleri
Hakka davet için gelden usandık
Okunuz çok lakin yoktur hiç yayı
Aşka tövbeliyken çıktın karşıma
Kara gözlerine vuruldum Şeyda
Teninden bir güneş doğdu kışıma
Umutla aşkına sarıldım Şeyda
Girdim ben seninle yeni yaşıma
Kalbin mühürlenmiş ruhun kararmış
Katran tadında sayarsın her şeyi
Hayalin bitmiş düşlerin sararmış
İstesen de sevemezsin kimseyi
Sahi sol yanında taş mı var senin
Sanırım bir işe pek yaramıyor
O başı ne diye taşıyorsun sen
Akıl sana hiç mi hiç uğramıyor
Neyin kafasını yaşıyorsun sen!
Ağzına gelen her sözden dolayı
Duymanı isterdim sana yazdığım
Yorgun yüreğimden kopan şarkımı.
Bilsen aşkın sana yakıştığını
Belki o zaman anlardın aşkımı
Gökteki ayı gerdanına sersem
Silindi sanırsın gözümden yaşlar
Sen gittin gideli hiç kurumadı
Bu yürekte milat hecrinle başlar
Kahır dolu gözler sensiz uyumadı
Aynı topraktanız neden bu öfke?
Benliğinize nifak eken kimdir?
Farklı değiliz bağlıyız bir köke
Sizi bizden koparan, söken kimdir?
Bir sömürüdür bu, yürekte başlar
Yıllar sonra gördüm karşımda seni
Ne hale gelmişsin acıdım sana
Tac etmek isterken başımda seni
Pür-melâl olmuşsun acıdım sana
Takvim dallarından tek tek yırttığın
Her köşe başında çıksan yoluma
Bir an göz süzersem adam değilim
Sevgilim diyerek seni koluma
Takıp da gezersem adam değilim
Herkese yakın ol benle vedalaş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!