Her şeyin kendince vardır ya hani
Sözün de en ulvî vuslat zamanı
Anmaktır en sükûn kevkebelerde
En mücerret mastarla yaratanı
Ruhumun kanışı, aç biri gibi
“Sevdalıyım, yanıyorum” diye
Yanmanın bile numarasını bulmuş
Dalavere mahallesinin gözü pek çocukları
Bileklerinden tutarak hayatın
Taşeron yaşar sevdayı.
Yine sıkıldım zamandan
Yine boğdu beni mekân
Niye çıkmazsın aklımdan
Seni düşünürüm her an
Yine daldım hayallere
Şiirin saati, vakti gelince
Yüklenir buğulu mehtabın sisi
Duyguma yol verip ruh ince ince
Hazırlanır kâğıt-kalem sahnesi
Bir düzlem üstünde kayarken şenlik
Ağırdır tavizsiz hayatın yükü
Ama geçmişine dayanır kökü
Yaşarken birazcık çıksa da zevki
Bırakmaz ikbale dair bir mevki
Kusur bulamazsın hiç birisine
Tek pencereli yaşam
Her şey tek perspektifte
Zaman ki ağır aksak
Sanki akar tersine
Tek pencereli yaşam
Bilmem ne dem geçti aradan
En çok bir kışta sevdimdi.
Ne imrenti duyardım hayata.
Kimliği cilalı bir kargacığın
Çoktu sapıverdiği oysa
Gül palazı alacalara
İnsanoğlu garip düşünmüş işi
Her şeye ölümsüz isimler vermiş
Zamanı, mekânı sarsan gidişi
İlmek ilmek, düğüm düğüm işlemiş
Galibin, yutkunup ayak tozunu
Bir iniltidir çınlar zavallı bir boşlukta
Musiki desem değil, belki tatlı bir hece
Sicimsiz bir bestenin icracısı, loşlukta
Aşk derdine yanan var bütün gün, bütün gece
Hatta bir ömür boyu peşinden koşup durmuş
Bir gönüle ışık saç
Nefsin budağından kurtul
Baston ol görmeyen dünyaya
Kurtuluş muştusu veya…
Saf gönül hakir görülür
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!