Bahar geldi, güller açtı nazenin
Gönlümün keyfi yerinde
Bülbül öttü, dal yeşerdi
Nergis derdim sevgiliye
Bir bülbül kondu dalıma,
Hasretten yana dolu doluyum
Bütün insanlar
Matem ve hüznün başucundalar,
Hasret ki madem yakar kavurur
Ayrılık, sitem, bütün çileler
Olmasın derim, olmasın işte
Bugün dişçiye gittim
Randevum vardı,
Dişçimin dişi şişmiş
Hali dumandı,
Randevum yandı.
Bir dua kitabım var
İmsakta açılır eli
Bana dualar eder
Nice yakarır dili
Bir dua kitabım var
Semaver, sarnıç, dibek, kokusunda bitkiler,
Her evin yolu bahçe; her ev bahçe içinde…
Hayat, karınca gibi: Yazın çalış, kışın ye.
Hikâyeler, masallar, bahara kadar sürer.
Avludaki tulumba, yosun dolu yeşillik,
Ey sevgili ruha dar gelir dünya
Sen bakınca o yeşil gözlerinle
Ey sevgili sığmaz kalıba rüya
Dokununca hicranlı sözlerinle.
Ey sevgili gözlerin keder verir
Bir boşluk var karşımda
Ötesi seçilmeyen
Destansı tavırlarla
Vuslata geçirmeyen
En cücesi bile dev
Bir dala konmuştu beyaz güvercin
Paçaları yamalı
Tükenen nesline inat
Dönüyordu son sürat,
Aşağıda bir düğün alayı vardı ki
İn-cin bile oynuyordu sesli-sedalı
Şu zaman hayatın koynunda çile
Her nefes varlığı gözleyen sonuç
Söz kesmiş her gönül hisse yok dile
Bir benim, bir de sen, gerisinde uç…
Bir resim, bir şiir, bir sırma duruş
Kapanınca aşkın mahzun defteri
Yanacak yüreğin, bilesin bir gün
Nasıl ki aşkınla oldum serseri
Senin de yanacak yüreğin bir gün
Sevda yeli yaladı bedenimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!