Önünde duran deftere son birkez,baktı,boş açıp,boş kapatmak istemedi.
Şu kadar karalayabildi;
Sana bir şiir yazmak istedim,olmadı yapamadım.Neden biliyormusun?
Aklıma senden başka birşey gelmedi.
Koltuktan kalktı,uyuşan bacağını rahatlatmak için sağa sola bir iki adım attı,neden sonra merdivenlere yönelip,dükkanın alt katına indi.Masayı,defteri öylece bıraktı.
Alt kata indiğinde,adımlarını sayıyor,yer döşemelerinin çizgilerine basmamaya çalışarak bir ileri bir geri yürüyordu.Raflardaki mallara gözü takılyor,boyalar,fırçalar,temizlik malzemeleri,.Gözlerini biraz yukarı kaldırıyor,florasan,televizyon,çıkış kapısının kırık üst camı sırayla beynini meşgul adiyor ama hiçbiri sıkıntısını almıyordu.Ne yazacağı konusunda fikir vermiyordu.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta