Mana İncisi Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
2776

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Mana İncisi

Mana incisiyle, meclise girer iken,
Kalemgah elinden, bir anlık dalıp bezme düştü yar.
*
Tüm harfler toplanıp, mürekkepten yaş döktüler de, mana köhne kaldı,
Gönlünde ilhama yer kalmayınca, sözleri şaşırdı nazma böyle düştü yar.
*
Ne kadar feryat etse de, sükutla boğuştu bir müddet, sanatını göstermeye uğraştı,
Lakin sükut onu, alayla süzdü de, o yüzden kalemini çöllere attı yar.
*
Baktı ki divanında, kendinden gayrı söze mecal mi var?
Görmedi ki fikir gemisi ummanda, yolunu yitirince gazele düştü yar.
*
Ey saki, bu bezmin sonu nicedir diye, yalvardı da bir kadehe sığındı,
Ben meclisin garibiyim, beni ham bir söze muhtaç etme!
Kelamın hamı can yakar, suale lüzum mu var, o yüzden o gazele düştü yar.
*
Şöhret beni riyaya gark etti, usandım dedi.
Riyanın çirkefine batırma beni ey can, sanat istemem,
Ağladı, mürekkebi göz pınarlarından kuruyunca, o gazele düştü yar.
*
Bu şiirin akıbeti unutulmaksa, zevalden beter bir mısra olur,
Böyle bir sonu ezelden yazılmış, kaderde görmediği mısraya düştü yar.
*
Ben yalnızca geçmiş üstatların nidasını duydum, bu dergahta,
Susmayan kalmamış, o koca şairlerin hepsi dediler, mısraya düştü yar.
*
Bildim ki bu alemde, bir tek şair yoktur ki maşuk için feryat etmesin,
Çünkü mana dağına varamaz, zirvesinden bir kez yuvarlanınca yar.
*
Kıymetsiz kağıda yazılan cevherden, hazine olmaz,
Onun ilhamı gelmediği bir anda, mısraya düştü yar.

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 28.9.2025 17:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!