Koltuğunda şarap elinde kalem
Koşarak derdini yazdı yıkıldı
Son çamın dibinde yaptı bir alem
Son yudumdu çekti sızdı yıkıldı
Vay haline ahvaline
Muhammet devrini ihya eylemiş
Çünkü Mustafa'nın Kemali haktır
İlim Çin'de olsa ara bul demiş
Hayvanlara akıl Çin'den uzaktır
Zalim softa güya Mustafa sever
Biz bu aşkın belasına, nimet-i hak demişiz
Biz yanarız nar-ı aşka, ya cenneti âla nedir?
Âşık olmak için cennette, ol buğday yemişiz?
Sorun hele bir softaya Mecnun'u Leyla nedir?
Cennet'in derdü belasın Hazreti Adem bilir
Ta ezelden böyle yakışıklıdır
Şu dağlara kale ne güzel uymuş
Bir ah çekse bin dereyi sel alır
Aşıklara çile ne güzel uymuş.
Kırmızıya beyaz, karaya sarı
Parsel parsel eylemişler dünyayı
Bir dikili taştan gayrı nem kaldı
Dost elinden ayağımı kestiler
Bir akılsız baştan gayrı nem kaldı
Padişah değilem çıksem otursam
Karahanın gediğinde
Bulut gider perde perde
Bizim elin ağaları
Sahi benim yavrum nerde
Bizim elin kara kışı
Sanki ömrüm bir bilmece
Bitmez tükenmez geceler.
Uzun ince yollar gibi
Bitmez tükenmez geceler.
Yağmur yağar hışım hışım
Dem dem dem dem Ali dem'i
Erenler sürüyor erkanı yolu
Ya hızır ya hızır ya hızır
Dem Ali dem dem
Hey erenler bir gül açmış Hicaz'dan
Sen Açtın Yarayı Sen Saramazsın
Uzatma Elini Derman Olsa da
Bir Daha Sineme Ok Vuramazsın
Sultan Süleymandan Dostum Ferman Olsa da
Yıllardır İnandım Tatlı Diline
Bir doktora gittim yaram sarmağa
Sen kendi yâreni sar dedi bana.
Bir mürşide gittim adam olmağa
Senin adam olman zor dedi bana.
Birgün pire vardım adamım deyi
Saygılar sevgiler büyük usta
sen bizim gururumuzsun seni dinliyoruz üsdatım
Şiirleri, türküleri her zaman kalbimize işlemişdir, bir halk ozanı, bir usta ama herşeyden daha çok bir insan. Aşık Mahzuni şerifi ırkı, dini yüzünden