Ne uzaktır su Maraş'a
Aman köyüm dertli köyüm
Yol bitmiyor koşa koşa
Aman köyüm yiğit köyüm
Ocakları tezek dolu
Kaybetti sürüyü dağda uyurken
Derde düştü bizim köyün çobanı
Bu dağlar ovalar bizimdir derken
Derde düştü bizim köyün çobanı
Koç geldi tosladı vurdu devirdi
Gittim Akarçay'ı seyran eyledim
Kuru topraklarına kurban olduğum
Tokat'ın yaylası Almus'un özü
Yeşil yaprağına kurban olduğum
Cennetten sızarak bir göl serilmiş
Aylar birbirini kovalar durur
Geçip giden yıllar döner mi sandın
İçimde yaktığın onulmaz ateş
Öyle kolay kolay söner mi sandın
Kaygılar çevirdi çevre yanımı
Bütün karanlığın ulu güneşi
Her gece gönlüme dol öğretmenim
Kim ki çıkmak ister ömür dağına
Ancak senden başlar yol öğretmenim.
Hep çürüsün sana küfreden diller
Sana diyeceğim var eren yolcu
Çürük köprülerden geçme ha geçme.
Mertlere haramdır namerdin suyu
Derde derman olsa içme ha içme.
İnsan dükkân düdükkân şehre misaldir
Bu ne biçim adelettir
Öldürecek zam fakiri
Açlık en büyük lanettir
Öldürecek zam fakiri
Dert mi yesin fakir hamal
Benim de canımı Allah yarattı
Yaradanı inkar etsem olmuyor
Hiçbir varlık kendi kendin yaratmaz
Yaradanımı unutsam olmuyor
Yok sağımış, yok solumuş bilemem
Öyle bir zalımla ortaklık ettik
Dolu ona düştü, boş bana düştü.
Bir ulu defterde hesaplar tuttum
Beşbin ona düştü beş bana düştü.
Bir deryaya girdik daldık dolaştık
Bin yıllık bir hasta inler şurada
Ne doktor bulunur, ne çıban biter
Dört mevsim boş geçer bu güzel kırda
Ne çiçek ekilir, ne fidan biter.
Vicdan adaleti kurulmadıkça
Saygılar sevgiler büyük usta
sen bizim gururumuzsun seni dinliyoruz üsdatım
Şiirleri, türküleri her zaman kalbimize işlemişdir, bir halk ozanı, bir usta ama herşeyden daha çok bir insan. Aşık Mahzuni şerifi ırkı, dini yüzünden