Dokunamadım hiç bir kadına
Sana dokunduysam eğer
Kaydıysa saçların
Parmak aralarımdan
Tenin sıcak bir iklimin kuraklığı kadar yaktı içimi
Yasakları sevmedim hiç bir zaman
Nil nehrinin
Timsahıydı firavunlar
Kocaman çeneleri
Delinmeyen töreleri
Altından küpeleri
Kristal gözleriyle
Bir kuşun kanadına takılmadım ki
O kadar özgürdüm ki gökyüzün de
Kuşlar takıldı peşime
Bütün inançlarımdan arınırken
Çırılçıplak...
Bir okadar zırhlı
Parmaklarımın ucunda uğursuzdun
Özgürlük böceği...
Hastalıktan korunmak için aşı vuruyorlardı çocukluğumda
Devlet büyüyünce çocukluğu olmadı aşılarımın....Bir numara büyük giyiyordum.
Zaman alıyordu büyümem
Saman pazarında
Üç tekerlekli bir bisikletin pedalında dönüyordu
çocukluğum
Çocukken beş taş oynardım
Çam kırıkları yakardı canımı
İlik biriktirirdim teneke kutuda
Kibrit kapağı misket üterim
Ya da yutulurdum
Pens oynarken
Pis boğaz insan
Boğazı pis
Tüm kirliğinde
Boğazın
Mesala denizin anası
Kirli
Ölüme fazla sokuldum
Koyun koyunayım
Işıklar söndü
Duyuyormusun sesleri
Umut çekip gitti
Kafası bozulmuş
Kese kağıdından şapka yaparım
Boncuktan abaküs
Kamıştan düdük
Kemikten lades
Yeniden tanrı yaratırım ama
Seni baştan yaratamam
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!