Çırılçıplağım,
samur kürkler içinde
donat beni.
Üşüyorum,
dostsuz kalabalıklarda
ısıt beni.
Gecelerim arkadaşım,
Gün ışığı can yoldaşım,
Her yeni gün öz kardeşim,
Yaşamayı seviyorum.
Yeni güne doğan güneş,
Sonsuz kanatlarının üzerinden
Biran indirsen beni
Dindirsen telaşı, koşuşturmayı
Dondursan en mutlu anı
Kanatlarında bıraksam güçlükleri
Tüylerine yapışsa gece rengi karabasanlarım
Geldiğimiz yerden habersiziz menzilimiz meçhul
Bu dünya durağında ne kadar oyalanırız bilinmez
Yaşananlar sıkar ruhu eskitir taze bedenleri
Hayat dediğimiz oyun acımaz kimseye yorar da yorar
Kırk yıllık alacaklı gibi dayanır kapıya nice hesaplar sorar
Dinlemez yorulmuşsun bıkıp usanmışsın
Sokaklarda dolaştım soğukla elele bugün
Yoldaşlık etti bana kaldırım taşları
Yaşlı bir nine gördüm yol üstünde titreyen
Çoktan kurumuştu ihtiyar gözyaşları
Nine dedim kimsin neden buradasın?
Hayat dedi oğul, beni hayat sürükledi
Sarabilir miyim yılları gerisin geriye
Sorabilir miyim yeni başlangıç için yine
Kötülükleri bırakmak tamam da
Tekrar güç yetirebilecek miyim iyilikten yana
En mühimi de o köşe başında tekrar
Merhaba diyebilecek miyim sana?
Çile sıkıntı nedir dünya zor mudur
Babama bakınca cevap alırım
Dünyada daha kutsalı var mıdır
Sık sık tekrarlarım sorarım
Helal ekmek peşinde bir ömür
Ondan gayrı ne ister ne ararım…
Baba olmayınca anlamaz insan
Babalık çok çetin bir imtihandır
Dünyada alınmaz kale sorarsan
Bilesin o kale bir tek babandır
Çokça kızar darılırsın büyürken
Derdim vardır sizden yana
Alçalası yüce dağlar
Ateş yanan yüreklere
Saçılası yüce dağlar
Nice canlar varıp soldu
Ankara’da on bir yılı doldurdum
Taş kafeste günlerimi soldurdum
Teftişlerde çokça saç baş yoldurdum
Göçüp gidem derim artık taşraya.
Okuyan sanmasın valilik murat
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!