Yine gece, yine yalnızlık
Çığlık çığlığa bağırıyor sessizlik.
Gecenin siyah şalı,
Sıkıyor her zerremi.
Nefes almak bir zulüm
Yakınlarda dolaşıyor ölüm.
Bu sabah parkta
Bir bankta oturuyordum.
Çok uzaklardaydım
Aslında bulunduğum yerden.
Bir güvercin uçtu yanıbaşımdan
Hayata bağlayan insanı
Bir kuru nefes
Onu da sınırsız sanma sakın
Ya gitti ya gidecek.
Azametli kırmızı kaftanıyla
Tatlı bir meltemdin yaz gecelerimde
Serin bir kuytuydun ağustos sıcağında
Nasıl da mutluydum eşsiz kucağında
Annem yerin hiç dolmazmış meğer.
Sesin en güzel beste, sözün ilaçmış
Sihirli bir sözcüktür o
Büyüleyen, yakan, bazen yok eden
Leylanın gözlerinde
Mecnunun benliğinde
Mevlana’nın tespihinde
Dervişlerin zikrindedir.
Kur’an gerçek ışıktır bil de faydalan
Doğru yolda demektir ondan feyz alan
İçindeki gerçektir gayrısı yalan
Canlılara hitaptır ölmüşe değil.
Gerçeği murat eden ona yönelsin
Veda ettik eşe, dosta, çocuklara
Yolumuz taşraya uzanıyor yine
Yol üzerinde evler, sessiz, sakin
Sanki birer misafirhane.
Gece ıssız, yolcular uykuda
Bilecik bu yaz durağım
Yanımda değil Gürhanım
Belediyede mekanım
Müfettişlik hep gurbetmiş.
Gecelerim yalnız,sessiz
Minicik bir kuştu
adı sanı olmayan parkta
mercimek gözleri
gri sıradan tüyleri
bir de yumurtası vardı
Veysel’in yurduna uğradık bugün
Oğlundan sazını dinledik bugün
Aşık İlaç imiş öğrendik bugün
Derman bulmak için Şarkışla’dayız
Öldüğü odada hasretle andık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!