Kalksam bir sabah erkenden
Çeksem üzerime eşofmanları
Giysem spor ayakkabılarımı
Taksam belime on dörtlüyü
Çıksam köyümün dağlarına
Düşe kalka dalsam çam / meşe
Görev yaptığım köyün adı Koyunkıran,
Dört yanı orman, ortada büyük bir harman
İki garip var burada biri öğretmen biri imam
Dayan garibim dayan, gün gelir buraları aran
Anıları yaz bir yere sonra zor olur hatırlaman
miskince yatanlara,
çalışana çelme atanlara
işini menfaatine satanlara
küstüm… küstüm………!
birlikten ayrılanlara
Demin eski bir dost gördüm
DEDİM: Selamün aleyküm
Dedi: Aleyküm selam
DEDİM: Nasılsın, iyi misin?
Dedi: Sürünüyoruz işte memuriyette
DEDİM: Senin süründüğün memuriyete ulaşamadı, kaç kişi istedi de
İmam efendi, babam öldü
Yanık sesinle veriver bir sela
Duysun bütün eş, dost ve akraba
Babam tanınmış, meşhur bir adamdır,
Marmara da onlarca inşaatı vardır,
Sakın katılım eksik olmasın bu bir itibardır
Malım, mülküm, şöhretim yok
Yalnız senin için gönül şiirlerim çok
Dersen ki, içi boş şiirlere karnım tok
Sen bilirsin, be arkadaş;
Benim de başka yapabileceğim bir şey yok
Yolun açık olsun, sonra görme benden zarar
Kimi bebek, kimi genç, kimi yaşlı
Hepsinin hikâyeleri kaldı yarı başlı
Seksen beş milyonun ise gözü yaşlı
Perişan etti hepimizi Maraş depremi
Bak hele kiriş var, kolon hiç yok
Teşvik gerektir teşvik, her ne yapılırsa,
Verim alamaz insan, kaprise kapılırsa.
Başarı elbet gelir, gönüllü yapılırsa,
Marifet iltifata tabidir derler, keşke uyulsa!
Önce hizmet deyip, yola çıkılırsa,
Neden, nasıl niçin diye sorma / Rahat ol biraz her şeyi şerre yorma
*
Ey Müslüman, / Bir el de kul hakkı, / Bir elde Kitabı Kuran / İstersen ince düşün biraz / Bu şekilde kabul olur mu duan? / Ne olacak sanki diye, ayıptır sorman
*
Elektriğin yandı,
Telefonun çaldı,
Faturan kabardı,
Konuşma sus!
Evlenme bekâr dur,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!