Sa’d ibn Ebi Vakkas,
Gecenin karanlığında bevlediyor,
Açlık çığlıkları da bir bir yükseliyor
Farkına vardığı bir deri parçası görüyor,
Temizliyor, temizliyor ve ateşe tutup yiyor
Bu onun belinin doğrulmasına vesile oluyor
Ham olanı pişirir
Faniyi, bakiyi beraber düşünür
Ters esen rüzgarda kırılmaz aşınır
İmam hatiplim
Zemini sağlam çatısı bizim
İnsanları bir türlü anlayamıyorum,
Kimi diyor hocam yaz, çok faydalı,
Kaç can kurtuldu, senin yazıları okuyalı.
……………………………………………………………………………………
Kimi de diyor; ne yazıp duruyorsun,
İşimiz yokta her gün seni mi okumalı
Yine bir iftar vakti,
Sizin evde hareket,
Bizim evde sükûnet
Kara kedim de olmazsa,
Kiminle edeceğim sohbet
Mübarek gün ne olacak sanki
İnsanoğlu,
Bir var… bir yok
Ne dengeli bir alem,
Hem ölen, hem doğan çok
Çoğumuz kendi dünyamızdayız,
Gelenden gidenden haberimiz yok
İnternet dünyasında insana
Evli misin, bekâr mısın diye soruyorlar
Evli desen kıskanıyorlar
Bekâr desen hemen asılıyorlar
Tüm şeytanlar toplanmış internete
İnsanı günaha doğru çekiyorlar
Bir selam verdim sana
Ne işler açtın başıma
Çıkma artık karşıma
Irak ol benden
Yolumu yolsuz eyledin
Gel diye ısrar etme
ben evimde ıratım oğul
sizin evler sosyeti geliyo
ben köyümde ıratım oğul
helanız karuşuk muruşuk
yaşı ile gönlü uymaz birbirine
hala çocukça bir gönlü var
anlar insan bakınca haline
bir selam veren ayrılmaz bir daha
çünkü çekilir sohbeti her defa
Camileri artık gidecek yerleri kalmamış, arkadaş edinecekleri ortamlar bitmiş yaşlı amcalara terk etmemek gerekir. Ayrıca camileri canlı tutacak olan cemaatlerdir. Camilerde çocukları, gençleri gördüğünde insan daha mutlu olur. Bu nedenle camilerdeki faaliyetlerinde günün ihtiyaçlarına göre farklılaşması gerekir diye düşünmekteyim. Bu farklılaşma yapılırken konusunda UZMAN olanlara bu alanda yer verilmeli. En basiti sigaranın zararlarını vaiz hocamızdan dinlemekle, uzman bir hekimden dinlemek çok farklıdır. Bu nedenle camilere neler girmeli başlığı altında önemli gördüğüm bazı konuları sizlerle paylaşmak istiyorum. Gönül ister kader gülermiş ama umarım ses getirir…
1. Deprem ve korunma tedbirleri girmeli. Cuma namazı öncesinde deprem anlatılmalı ve akabinde uygulamalı olarak tatbikat yapılmalı. Bir ortaokulumuzda seminer sonrası müdür beyin odasında otururken bir öğrenci geldi ve ‘’ Amca, bize çok güzel anlatıyorsunuz ama bu anlattıklarınızı evde babamıza aktardığımızda bizleri dinlemiyorlar. Ne olur babalarımıza siz anlatın. Depremlerde, yangınlarda babalarımızı kaybetmek istemiyoruz’’ dedi.
Geçmiş yıllarda rahmetli Işıkara Hoca Kocatepe Camisinde depremi anlatmıştı. Bu bağlamda bizde il müftülüğümüzün izin ve teşvikleriyle Çorum ulu camide sinevizyon eşliğinde deprem ve korunmayı anlatınca, cemaatten çok olumlu tepki almıştık. Ama…
2. Yangından korunma ve doğru müdahale girmeli. Yangından korunma malzemelerinin (YSC, yangın merdiveni vs.) gerekliliği hayatın içinden örneklerle anlatılmalı. Yangın söndürme cihazlarını doğru kullanımı tatbikatı yapılmalı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!