Bir çocuğun kalbiyim —
bekliyorum seni,
parkta,
rüzgârın ipleri çözdüğü bir salıncakta.
Cehennemin ortasında
Zebella elinde mahkûm
Insanlar suçsuz.
Çaresiz bakakalmış
Kalbim.
bir yandan yalnızlığıma bir yandan haysiyetsiz fertlerin şerrine
yenik düştüm inatla umudun peşinden koşarken
geçmişin tozunu pişmanlıklarımla
devasa bir ağırlık gibi hissederken
Elin elime değdiğinde
bir masumiyet doğar yeniden içimde
hiç yaşanmamış gibi aşk ile bakar
Bir şelale kayar kayalaların üstünden
Ve yolunu arar....
Sen…
Bu hayatta tutunabildiğim tek dalsın,
rüzgârda savrulurken elimden düşmeyen umut,
yorgun kalbimin sığındığı sessiz liman.
Seni kaybetmek her gün ölmek
Anlatması güç, yokluğun adı yok!
Sözlükler suspus
Sensizliğe alıştım
Ama unutamadım
Kalbime eğildim, fısıldadım:
“Her acı geçer,
her yara kabuk tutar,
her gece sabaha varır.”
Göz değil, kalp görür hakikati —
ışığın değil, niyetin yankısıdır o.
Bir bakışta çözer suskunluğu,
bir nefeste duyar yalanın soğukluğunu.
Bazıları kanatlarını saklar,
yüreklerinde taşır gökyüzünü.
Bir tebessümle iyileştirir yarayı,
bir dokunuşla susturur acıyı.
Hâlâ bir umut var, sevgilim —
yarım kalmış dualarımın ucunda,
sessizce adını anar geceler,
gökyüzü bile seni arar bazen.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!