Ne sen yazacaksın...ne de ben
Sessiz sessiz bitecek...
Usul usul ölecek öyle mi...
Sonra şair olan fırtına koparacak...
En acı çığlığını,bir mısraya dökecek
Bir sayfada denk gelip...kendini okuyacaksın...
BUNLAR HİÇ UTANMIYOR
Beş vakit namaz kılar, boş vaktinda fitneci,
Bunlar hiç utanmıyor, söyle ne deyim beyim...
Dostunu dosta satar, yüzyüzeyken güfteci,
Bunlar hiç utanmıyor, söyle ne deyim beyim...
Ey İstanbul !
Hayalimde,düşümdesin
Bir iz düşümü, kalp gözümdesin...
Naçizane bir miktar kabiliyetimle
Seni görmeden tüm mahcubiyetimle
Ne bakarsın yüzüme garip garip
Kalbim aşkın en güzeline sahip
Ruhumu usulca ziyaret edip
Yar özümde oldun candan ileri
Sana rastladığım o günden beri
Bir Aralık akşamında bulduğum
Bir aralığın en uzun gecesiydin
Bir Aralık sabahından gülümseyen
Buz gibi bir Aralık gününde
Sıcacık bir Aralık güneşiydin
Sonra koşar adımlarla sen de batıp gittin...
Senden sonra çok ağladım, ağladım, ağladım...
Bilmem kaç yastık yüzü şahit ağıdıma ...
Şahit gözyaşlarıma battaniyemin sol köşesi...
Lan madem gidecektin, bir kibrit, bir mum yaksaydın...
Sen beni... sen beni kara gecelere teslim edip nasıl yok saydın... nasıl...
Geldiğin diyarlarda belki adın aşktı... Ya da ne bileyim belki sevdaydı...
Adın aşksa eğer...bundan sonra cemre...
Adın sevdaysa eğer... bundan sonra cemre...
Adını koyamadığım... adını söylemeye kıyamadığım...
Son iklimime düşen... son cemre...
Son mevsimimi ateşe veren ... son cemre....
Cenneti uzaklarda aramam ben !
İşte bak! Bir kuş süzülüyor gökyüzünde
Güzellikler onun kanadında
Bakmasını bilenedir Cennet...
Pırıl pırıl bir güneş doğuyor
Diyetini ben ödedim bu aşkın!
Harflerle çatışarak,kelimelerle çarpışarak
Bi cümle, cümlelerle kapişarak,
Kılıç kesiği kalemlerle savaşarak...
Olur da bir gün,
Kan damlarsa şiirlerimden can denizine,
Doksan Dokuz (Yâr 'a ve Ağ-yâr'sesleniş)
Ne zaman seni düşünsem !
Gecenin şer'ri ,
Sabahın körü demem ben...
Yüreğim gecenin nuruna dalar ,
Hoşgeldin Şair,
Şiir diliniz ve ona hükmeden beyniniz çok güzel.
Takip edilmesi gereken bir kalemsiniz.