Hayat sanki bir merdiven,
Çıkılır hep basamak basamak.
Bizi ya güldürür, ya ağlatır,
Ahiret denen son durak.
Bir iş başaramaz tek bir el.
Dost acırken güler bize el.
Cennet yurdun kıymetini bil,
Vatan olmaz bizlere yâd el.
Yurdunu korumazsan eğer,
Esri olup gezersin el el.
Kanayan bir yara gördüm mü, yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.
Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım (Bu iki beyit M.A.ERSOY’undur)
Memeleri kesilen müslüman ana,
1.O Kur’an’ı biz elbette,
İndirdik Kadir gecesinde.
2.O gecenin ne olduğunu,
Nereden bileceksin sen de?
3.Bin aydan elbette,
Daha hayırlıdır o gece.
Ben Filistinli çocuk…
Sizin yuvanız gibi sıcacık,
Benim de yuvam vardı ufacık.
Siz ne kadar şanslısınız!
Rüyalarınız bile şen, şakrak,
Ben ise rüyamdan bile ağlayarak,
Organlar çalışır birlikte,
Elbette kuvvet vardır dirlikte.
Biri görevini yapamasa,
Koşar diğeri ona yardıma.
Yardımlaşma olmasa vücutta,
Başarı kalır mı hiç ortada?
Sonsuza kadar sürmez,
Canla bedenin muhabbeti.
Ecel kapıyı çalınca,
Gelir ayrılık vakti!
Ölüm, mü’minler için rahmet suyu;
İnkâr edenlere karanlık bir kuyu!
Ufacık bir kara, sen ey Çanakkale!
Mezar oldun iki yüz elli bin şehide.
Bomba yağdırıyor hep havadan uçaklar,
Göğe fırlamakta el, ayak ve bacaklar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!