Tutar el, yürü ayak, görür göz,
Soğuk sular kaynar yerden göz göz.
Sen mutlu olup yaşamaya bak,
Evin olsa da sadece tek göz.
Bahçelerde açınca rengârenk gül,
Dalında tatlı tatlı öter bülbül.
Başa acı, tatlı olaylar gelir,
Üzülme, gelip geçer, hepsine gül.
Sen ey şehit, o gün Çanakkale’de,
Amansızca çarpıştın her yerde.
Kanını akıttın, canını verdin,
Bu cennet yurdun kurtulması için.
Başına acı bir olay gelince,
Üzülüp de “Ah, vah! ” deme binlerce.
Sevilen bir olay sana değince,
Bayram edip sevinme günlerce.
Senin için hangisi kötü, hangisi güzelce,
Biz bilemeyiz, Allah bilir sadece.
Hayat bir nehirdir, durmadan akar.
Birçok insan gelip içine atlar.
Kimi akıntıya kapılıp boğulur,
Kimi de sahile çıkıp kurtulur.
Beynimiz bizim sanki birer bahçemiz;
Gül veya dikeni kendimiz ekeriz.
Kesilen kurbanlara acıyan sahtekâra bak!
Acımak aklına gelmez, et yerken tabak tabak!
Verilen bir mühlettir hayat insana;
Uzun yaşamak mı, ya da kısa;
Hangisi külfet, hangisi nimet sana?
Bunu bilmek mümkün değil asla!
Kimi insanlar olmuş nefsine kul;
Kimine hükmediyor mal-mülk, para- pul.
Bütün ilahları terk ederek sen,
Allah’a kul ol da kölelikten kurtul!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!