Bazen insan, kendi içinde kaybolur… Dışarıya karşı güçlü görünür, gülümser, konuşur, hayatına devam ediyormuş gibi yapar. Ama içindeki sessizlik öyle derindir ki, kimseye göstermek istemezsin. Çünkü en çok, anlatamadığın duygular ağır gelir. Herkes seni anladığını sanır, ama kimse içindekileri bilmez. Ve sen, kendi sessizliğinde boğulursun… O kadar ki, bazen kendine bile yabancı gelirsin.
Bir gün fark edersin; en çok acı, yalnız kaldığında gelir. Kalabalıklar arasında bile yalnızsındır çünkü ruhun hiç kimseye ait değildir artık. İnsanlar seni gülerken görür, konuşurken duyar… Ama senin için hiçbir şey aynı değildir. Her adım, her nefes, hep bir eksiklikle atılır. Çünkü kaybolmuş bir parçan hâlâ oradadır; geri dönmesi mümkün olmayan bir yerde.
Ve zamanla alışmayı öğrenirsin… Ama bu alışmak, kabullenmek değildir. Sadece susmak, yürümek ve nefes almak zorunda kalmaktır. İçindeki kaybolmuş benliğinle baş başa kalırsın. Kimse anlamaz, kimse bilmez. Ama sen her gün, kendi sessizliğinde kaybolmaya devam edersin. Ve bu kayboluş, en çok da seni tanıyanların fark edemediği bir yalnızlıktır.
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta