Aşkının esiriyim zincir vurdun gönlüme
Merhem olacak mısın tükettiğin ömrüme
Ya al beni yar eyle ya zehir koy önüme
Çekilmiyor bil sensiz ne gece ne gündüzler
Ne gurur kaldı bende ne huzurlu bir tek gün
Geceleri tükettim durdum
Yarı uykuda ,yarı uyanık
Tükenmedi yüzüne olan hasret
sana olan susuzluğum.
Haydi doğrul, fırla yatağından koşarcasına
Gözlerini tanırım senin
kimse bilmezdi
nasıl başladığını bu hikâyenin
bir mart sabahıydı belki
gökyüzü yeni doğmuş bir çocuk gibi çıplak
rüzgâr bebek nefesi gibi ürkek
ve ben,
Yok içecek ayranı
Nasıl yapsın bayramı
Hayal eder kurbanı
Bayram kimin neyine
İşi gücü olan yok
Var mı ki beklemekten
Başkaca bir ihtimal
Her günüm ayrı dram
Her saat başka bir hal
Gecemde aynı hüzün
Gözlerin... Kadifekale yamaçlarından
gün batımına bakan bir kızıl gecedir,
Konak Meydanı'nda martılar dönerken
sıcak bir simit gibi düşer içime hasretin.
Kemeraltı’nda sesin var, sabah telaşında,
Güneş doğmak uzereyse.
Hakimse sensizlik her yana.
Çalıyorsa yüreğinde sessizliğin ezgisi
Susma
Bağır çığlık çığlığa
Karanlığın yüzüne
Erzurum ilinde çifte minare
Salınıp ta gezme sen dadaş kızı
Od düşmüş sineme yok mudur çare
Bu gönlümü ezme sen dadaş kızı
Oltu'nun taşını dizsem sinene
Kırık kalemim
Gezinirken kağıdın üzerinde
Anlamsızca
Gözlerim vuslata dalar
Ama sen yoksun
Ey sabah rüzgarı seher yelleri
Dolanıp gezirsen bizim elleri
Meşeli dağları, kızıl gülleri
Menim için kokla görebilmirem
Selamımı söyle gelebilmirem.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!