bitmiş gecelerde bir eskici sesi
geçilen acılar gibi kanatıyor
ışıklarında evlerin kirli sarılar
nedense bana hep ayrılığı hatırlatıyor
tutulmuş sözlerde ki içinde yağmurdan kaçan adamlar saklıdır
yüzgörümlüğünü yitirmiş soluklanış
varan bir; elleri elimden düşürdü sesini
gidip gökyüzüne bir yıldız daha koymalı
bir çentik daha atmalı bulutların üstüne
(hangi dilde uyuyor bu şehir
ezberimde bütün ömrüm,
ama hep yaşamadığım yerlerinden soruyorlar...
.................................................................................................
yağmurundan kaçtım o sesin
yüzünden düşenlerini tutamadım
bir gölgemi bıraktım arkamda
bir de buğusunu korkularımın
kaçtım o sesin yağmurundan
artık hiç bir aynada yok suretim
ben sana gitmiştim,
basarak üstüne korkularımın
arkamda bırakıp
rüzgarları, insanları ve çocuk seslerini..
ben sana gitmiştim,
kırgın
bir evdi yaşadığımız. kırmızı
dumanlarıyla boğulurken
ellerimizde
başka şeylerin terleri
aklında gecesi, ölümün
yağmurları ve yığınakları yankılanırken
duvarda tersten asılmış apolet
anlamsızlığın korkularını mı oynar
susar alfabesi daramadağınıklığın
şimdi kalemini damarlarına batırark yazar....
son kez söylüyorum
ezberimde kan izleri
dualarımda
acıyan yağmurların
ılık nefesi
biterse bu gece biter,
alır götürür acıları rüzgar geldikleri yere
şurada isli aleviyle titreyen ölüm
beni kendine sürgün eder
bu gece, biterse biter
derin saadetler içip bütün susuşlarda
küçüklüğümüzün ağzına biberler sürdüktü
cevaplar hazırlarken annemiz mutfağında
kapayıp gözlerimizi birbirimizi öptüktü
dikenli teller en nadide parçası koleksiyonlarımızın
dururdu mayın tarlalarımızın kenarlarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!