Bu akşam serin bir hava var İstanbul'da.
Ruhumu okşayan dişi bir rüzgar,
başıboş dolanmakta.
Yaşama kararsız bir sesleniş —
endişeli bir gidiş...
Tedirgin adımlarla yürüyorum geceye.
Yol boyunca kırık dökük, rutubetli duvarlar.
Yerde belli belirsiz su birikintileri...
Senli düşüncelerim: dağınık, asi.
Yanaklarımı yama yama kirleten gözyaşlarımla,
hıçkırıklarla ağlıyorum yalnızlığıma —
gecenin bu sinsi karanlığında.
Ay ışığındaki tılsım yavaşça kucaklıyor çaresizliğimi.
Salıveriyorum çok boyutlu hayallerimi
gecenin dalgın sağırlığına;
sessizce kayboluyorum karanlıkta...
Usulca.
06.06.2006
Umut Engin DenizKayıt Tarihi : 1.6.2006 18:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, duyulmayanın şiiridir. Bazı geceler, karanlık yalnızca bir eksiklik değil; bilinçli bir suskunluktur. Adımların yankılandığı değil, gizlendiği bir sokaktır İstanbul. “Dişi rüzgar” ifadesiyle başlayan şiir, okşayıcı bir serinlikle başlar, ama kısa sürede şehrin duvarlarında yankılanan içsel bir çöküşe dönüşür. Buradaki kelimeler alışıldık eşleşmeleri reddeder. Çünkü bu gece de sıradan değildir. Sinsi karanlık, aslında karanlığın niyet taşıyan halidir. “Dalgın sağırlık”, duymayı reddetmenin değil, duymayı hiç düşünmemiş olmanın karşılığıdır. Kelimeler burada salt anlam taşımaz; karanlıkla ortaklaşa bir yalnızlık yaratır. Bu şiir, okurun yalnızlığını sahiplensin diye değil, onunla yüzleşsin diye yazıldı. Ve bazen bir kelime, tek başına bir çığlıktan daha çok şey anlatır: Usulca.
Yüreğinize sağlık
İlhamınız bol ömrünüz varolsun
Saygılar
Salıveriyorum çok boyutlu hayallerimi
gecenin dalgın sağırlığına.
Sessizce kayboluyorum karanlıkta,usulca... çok şık bir şiir okudum.
TÜM YORUMLAR (24)