"Aptallar kişilerle, normal insanlar olaylarla, aklı başında olanlar sistemle uğraşır" diye biz söz vardı hatırlarsınız. Bugünlerde sosyal medya ortamlarında birçok kişi sadece siyasetçilerle ve kişilerle uğraşır oldu. Bu tam bir şaşırtmaca ve hedef saptırmadan ibaret bir yanılsamadır. Asıl sorunlarımız ve bunlara çözüm üretmek, en azından talepte bulunmak varken çoğumuzun enerjisi ve dikkati kişilere yöneliyor. Kimsenin kendi sorunlarına, ülkenin sorunlarına, çağımızın sorunlarına dair en küçük bir çözüm arayışı ve çabası yok. Herşeyi siyasetçilerden bekliyor.
Ben bütün siyasilerden umudumu kesmiş durumdayım. Hiçbirinin söylemleri, çözüm önerileri ve fikirleri bu ülkenin gereksinimlerine ve sorunlarına çare değil. Terör, dış borç, Suriyeli göçmen sorunu, işsizlik, adaletsizlik, eğitim, kültür ve sanat, bilim, çevre, toplum ahlakı, sanayi üretimi, gıda terörü, tarikatçılık ve cemaatçilik, ücret eşitsizliği, çiftçilerin sorunları, küçük ve orta esnafın borç batakları, emeklilerin ve öğrencilerin sorunları ve sayamadığım birçok sorunlar hakkında birer ikişer cümleden başka bir çözüm ve fikir üreten, öneren ve çözüm isteyen bir irade ve sunan bir çözüm kaynağı yok.
Ülkede tam anlamıyla bir KAHT-I RİCAL sorunu yaşanıyor. Bu deyimi sizler bilirsiniz. Ülkemizin en tepesinden kurucusu ve eski yöneticisi olduğu partinin başına tekrar inen kişi de aynı görüş ve düşüncede olmalı ki tek “Adam” olarak gördüğü kendisini bütün ülke işleri ve yönetimiyle yetkili kılmak istiyor.
"Bu kadar varlık içindeyken neden yokluk çekiyoruz?" diye düşünenlerin sayısı yok denecek kadar az. Şu dört maddeyi teker teker düşünüp kendi kendinize cevap vermeyi deneyiniz:
- Çalışkan ve üretken insanlarımızın ve emek gücümüzün hatırı sayılır miktarda olduğu; altyapı, ulaştırma ve haberleşme olanaklarının herkes için mümkün olan bir ülkede üstelik işgücü de bu kadar ucuzken bizler neyin sıkıntısını yaşıyor, nasıl işsiz veya aç kalıyoruz, neden bankalara 420 Milyar liradan fazla borcumuz, 24 milyon icralık dosyamız ve 400 Milyar dolardan fazla dış borcumuz var?
- Üç tarafı denizlerle çevrili, yedi iklimin en güzel şekilde yaşandığı, dünyadaki en verimli ve endemik toprakların yer aldığı, yine dünyanın en geniş yüzölçümüne sahip ilk 20 ülkeden biri olmamıza rağmen meyve, sebze, et, balık ve süt ürünleri neden bu kadar pahalı?
- Yüzlerce Üniversite, onbinlerce Lise ve İlkokul olan bu ülkede bunca cahillik ve bilinçsizlik nereden kaynaklanıyor? Okumuş ve hatta Profesör olmuş kişiler bile neden ülke sorunlarına çözüm üretmek yerine başka sorunlar üreterek halkı birbirine düşürüyor?
- Dünyadaki bütün camilerin yarıdan fazlası ülkemizdeyken; Cuma ve Bayram namazlarında, Kandil gecelerinde camilerimizde yer bile bulamazken bu nasıl dinsel değerlerden ve emirlerden uzaklaşmadır? Neden ülkemiz torpil, rüşvet, kadın cinayetleri, sokaklarda dilenciler, terör, yüz kızartıcı ve sapık ilişkilerde dünyada ilk on ülke arasında sayılıyor?
Saygılarımla…
Yılmaz ÖRMECİ
Ankara, 13.05.2017, 00:55
Yılmaz Örmeci
Kayıt Tarihi : 13.5.2017 01:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Allah'tan korkmazsa, ne bu sapıklıklar biter, ne de düzelir dünya...
İsterse adım başı cami diksinler ortaya, eğer, doğru ve ahlâklı yaşanmazsa, düzelmez hiç bir şey...
Türk milletini başka türlü yıkamadıkları için, ahlâkı bozarak içten kemiriyorlar...
Saygılar efendim...
Sadece dinleyen...
Vur deyince vuran,dur deyince duran toplum olduğumuz sürece yanlışların düzelmesi mümkün değil.Hal böyle olunca emperyalistlerin ve uzantılarının oyuncağı olmaktan öteye geçemiyoruz.
Kutluyorum,saygılar...
"Kaht-ı Rical bir memlekette büyük devlet ve siyaset adamları ile alimlerin bulunmaması. "
Başlı başına bir sorun haklısınız...
Gündemin dile gelmeyen, arka sokaklarında kalmış, çoğumuzun sormaya akıl edemediği gerçekleri gözler önüne serip dile getiren makalenizi ve emeğinizi canı gönülden kutluyorum saygılar...
Platon.
bizlerse tam tersine karanlıkta kalmayı benimsedik...tepkisizliğin adını şükürcülük koyduk.. geçmişin dilinden kurtulamıyor yeni bir şeyler söylemiyoruz... Ne acı bir tablo.
Düşüncelerinizin tamamına gönülden katılıyorum Yılmaz bey... Aklın yolu bir...
emeğinize yüreğinize sağlık...
Saygılar..
TÜM YORUMLAR (14)