yazdığı mektubun tamamı gerçeğe benzetilmeye çalışılan resmin tükenmek üzere olan solmuş boyası gibiydi boya tuvale tutunmak için her türlü yalakalığı yapıyordu ressamına fırçanın ucunda ressamın bile çıkartamadığı siyah bir leke vardı ressam fırçayı eline her aldığında siyah lekeyi de almış oluyordu sanatına avuçları nasırlıydı çünkü o sırtında taşıyordu dünyayı baykuşlar bile ürküyordu bu anlamsız karanlıktan nasıl bir kadındı ki erkeklerin gözlerini kör etmişti inanmışlardı bu yalana
tümlüğe eksik zamanlara kucak;
kırka iki kala keşfim
bir dehliz, beynimin çıkmazında...
uzaktan bakan benim