Öyle bir akşâmdı İstanbul'da!
Ne ses var ne sedâ, susmuş minareler,
El ayak çekilmiş, çekilmiş perdeler!
Kapım açık sabaha inat karanlıklara,
İstanbul'a ve yağmurun her damlasına,
Bu gece yadigâr olmalı İstanbul bana!
... ve nihayet gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi
Devamını Oku
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi