Çöl rüzgârları esiyordu; Semud’da
Taş oyuklu köşkler yükselirken semaha
Ve şeytan
Kibir getirmişti; sinelere
Kulak tıkıyorlardı
Salih’in dediklerine
Rabbin dostu, Ulu’l azim olan peygamber İbrahim
Nuh’un soyundan gelen, hikmet sahibi ve kerim
Babil onun ilk vatanı idi, halkı Asurlu Nabt-i kavim
Sabilikle mücadele etti, cemaat babası İbrahim
İbrahim’in doğrularına inanmamıştı; Azer babası
İbrahim’in oğlu ve “ALLAH’ın Kurbanı” İsmail
Muhammet nuruna peygamberlikle oldu; nail
Mekke’de yetişip, büyüdü; Cürhümiler dâhil
İyi bir avcı, binici ve atıcı okçu idi; İsmail
Babası onu ve annesi Hacer’i çölde yalnız bıraktı
Kuranda geçmese de adı, Âdem’in en sevgili oğlu
Emanet aldı kutsal nuru, devam ettirdi doğru yolu
Kâbe’yi taştan yaptı, kullanarak balçıklı çamuru
Peygamber şanına erdi, şereflendi elli suhufla Şit
Bin şehir kurdu, hep mutlu yaşadı mesut ve kâmil
İlyas’ı takip etti; Yunus bin Matta
Tövbesi ulaştı, en üst sema katta
Balığın isminden gelir, bu adı hatta
Nineva diyarının peygamberi, Yunus
Otuz üç yıl sürdü, hidayet etme işi
İbrahim’in oğlu, İsmail’in Kardeşi idi; İshak
Sare’ye mucizevî bir lütufta bulunmuştu; Hak
Sonrasında, ona da Yakup, Ays olacaktı; sunak
Babasının yanına defnedilmişti, 160 yaşında İshak
Koskoca bir yıl daha geçti ömrümden
Bugün yılın son günü
Bense bozuk moralle sokaklarda geziyorum
Kışın dondurucu soğuğuna rağmen
Aptal olmalıyım
Ellerimi paltonun ceplerinde ısıtmaya çalışıyorum
Alışkındı; bu gidişata
Yıllardır hep kazanıyordu
Bazen ters gidince işler
Ne varsa ağzında kazınıyordu
Politikacı
Bir portre asılı
Beyaz renkli duvarda
Maun ağacından yapılmış
Kalın çerçeveli
Yağlı boya bir resim
Hayata gülümsüyor yüzü
Hafif yağmur çisiyordu; sokaklarda
Kara şemsiyeli insanlar vardı; her yanda
İnce bir sis çökmüşken, yüreğime
Fırladım, gittim, şimdi bedenim dışarıda
Islanıyorum, gömleğim yapıştı tenime
Ağır adımlarla yürümek sardı beni, yağmurda




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!