Kaç saat geçti; bilmiyorum
Ya da kaç gün
Yoksa hafta mı?
Zaman durdu; benim için
Bildiğim tek şey
Zaman içindeki o zamanlar
İnsanı, insan yapan ulu değerler
Uymuyorsa kimliğine, çekip giderler
Yalan kapısından, hızla girerler
Kişisel gelişimsizlerin, içleri boş
Şuursuzca geçen kısa günler
Dudaklarım ahenkli bir şiir okuyor
Kulaklarımda o hoş ney sesi
Şiir mazlum kalmış mekânlar da
Kalbimde o ritmik atış nefesi
Ötelere göçüp gitti sanki ruhum
İÇTEN HİÇE
Güneş yakar bedeni, bedenden içe
Beden soğur, can hanede ruha geçe
Şahikalara yükselir paresi, içten hiçe
Yaratana muhtaç su misali, hiçten, içe içe
Çin\'den Avrupa\'ya dek uzanır, İpek Yolu
Dünya ticaretinin en eski büyük kolu
Bu yolda fikirler, inançlar, kervanlar dolu
Tarih kadar ağır, İpek kadar hafif İpek Yolu
Kanlı savaşlara da tanık oldu; İpek Yolu
Yemen çöllerinde doğmuştu, Ubar Efsanesi
Yeni bir tarzla başlamıştı, yaşam felsefesi
Göz kamaştırıcı sütunlarla göğe yükselirken, İrem
Fitne bolluğunda ucuzladı doğruluk, bir kaç dirhem
Irmağında akarım
Kıyılarını süpürür
Taşkınına bent olurum
Sığ sularına sığınır
Serinliğinde donarım
Her yıl olduğu gibi, aylardan Mayıs ve günlerden 1'i
Yine Taksim'in yağmalandığının yapılıyor haberi
Kim bu kaosun mimarı, kim bu maskelilerin yaveri
İşçi değil kutlayan, marjinal taşkınlar İşçi Bayramı'nı
İşçi Bayramı'nda hep çalışır işçi, çıkamaz alanlara
İşçi Ökkeş
Yıllarını verdi; işine
Mahcubiyet duymama adına
Gidemedi; bazen çişine
Ah o müdür yok mu? O müdür




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!